Hayatı ve içindekileri onlar aracılığıyla tanır, tanımlar, anlar, yorumlar yeni tanıdığımız yahut öğrendiğimiz şeyleri de onlarla anlamlandırarak hayatımıza katarız.
Her bir kelime, kavram duygu, düşünce, davranış denklemimizin ve dahi değerler dünyamızın ana unsurudur. İçlerinden biri eksik ya da yanlış anlaşılır, anlamlandırılırsa işlem hata verir, sonuç yanlış olur.
Doğru kurmamız yahut kurgulamamız gereken dengelerden, denklemlerden biri de "mevcut-mümkünmuhtemel" eksenidir. Bu sıralama, insan ve toplum hayatımızın "tedrici tekâmül" evreleri yahut kademeleridir.
Kişisel, kurumsal, toplumsal, evrensel maslahatlarımız açısından mevcut değerlerimiz, "koruma alanı" içinde kalmalıdır. Temel tavrımız "tavadaki bir balık, deredeki yahut denizdeki bin balıktan daha iyidir" şeklinde olmalıdır.
İmkân dâhilinde olan, elde edilebilir gözüyle bakılan şeyler "mümkün" tanımı içine girer. Hayatın bütün alanlarında ve konularında, "daha iyi" olmaya giden yollar buradan geçer.
Var olan, bulunan, kullanım alanımızda kalan, irademizin sınırları içinde yer alan şeylere "mevcut" deriz. Maddi ya da manevi kazanımlar açısından kâr-zarar hesabı yaparken bunları sabit değerler hanesine yazar "elde bir" kabul ederiz.
Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/zekeriya-erdim/2024/03/06/mevcut-mumkun-muhtemel-ekseni
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.