Sonra son Doğu Seferimiz başladı: ilk etapta Van, Bitlis, Tatvan, Siirt, Bingöl ve Diyarbakır’a uğradık Muharrem Kartancı ve Şehmus Kızmaz kardeşimle birlikte.
Ardından İstanbul’a indiğim gecenin sabahında Adana, Urfa ve Malatya için yola koyuldum yeniden…
KONYA’DAN SULTANHANI’NA…
Konya’nın Sultanhanı ilçesinde aldım soluğu ilkin.
20 Eylül’de Kaymakamımız Abdullah Melikoğlu, liseleri bir araya getirerek onlara “ruh aşısı yapmamı” talep etmişti. O gün Sultanhanı’na gidemedim.
Verdiğim sözde dururum ben. Kaymakamımıza “11 Ekim’de Konya’da başka bir programımız var, elim kanda da olsa gelirim,” dedim.
11 Ekim’e 4 gün kala 7 Ekim’de, İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımın birinci yıldönümünde doktorlar, alt dişlerimin ikisi hâriç hepsini çektiler. 6 ay sürecek bir diş tedavisi programı çıkardılar.
Dişlerimi 10 Ekim’de çekmek istedi doktorum. Ben, Sultanhanı’na söz verdiğimi, elim kanda da olsa geleceğimi söyledim, dedim ve hafta başına çekmelerini rica ettim. Teklifim kabul edildi. Dişlerim çekildi, dikiş atıldı, dil etlerim mahvolmuş, onun tedavisinin diş tedavisinin ağır geçmesine yol açacağını söyledi doktorum. Ben de artık, kader, dedim, başka çıkarı yok bu işin, bir an önce halletmem lazım alt dişlerimi de diye düşündüm.
Sultanhanı’na üçüncü gün akşam vardık Anadolu’dan Gazze’ye bir Nefes program ekibimizle. Konya Havaalanına indik. Sultanhanı Kaymakamımızla havaalanından Sultanhanı’na doğru yol aldık. Bir yerde durduk, bir şeyler atıştıralım dedi değerli kaymakamımız ama benim dişler çok kötü. Bir çorba içebilirdim ancak.
Devamı:https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusuf-kaplan/konyadan-sultanhanina-aksaraydan-karamana-4654689
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.