An itibariyle ayrılalı tam on yıl oldu ama anılarımız hâlâ sımsıcak. İrtibatımızı hiç kesmedik, görüşmelerimiz ve ziyaretlerimiz devam ediyor.
Sanki hatıraların da ruhu var, onlardan da kopmak pek kolay olmuyor. Gönlümüzde izi kalan o hatıralardan birkaçını gündem yapma hevesindeyim bugün.
İlkin iki kişiden bahsetmek isterim. Bunlardan biri araştırmacı, yazar, seyyah, fotoğrafçı, Malakan ve Azeri torunu olan Vedat Akçayöz…
Savaşlar bitiyor, işgaller bitiyor ama dostluklar hemen öyle bitivermiyor. Bilakis kültürler de insanlar gibi akraba oluyor. Kars ve Malakan akraba kültürünün gönüllü elçisi Akçayöz, ulusal ve uluslararası toplantılara katılıyor, konferanslar veriyor, makaleler ve kitaplar yazıyor. Tam bir Kars âaşığı o. Malakanlar, Rus asıllı Hristiyan bir topluluk ama bildiğimiz Hristiyanlara benzemiyorlar. Domuz eti yemiyorlar, teslis’e (Baba, Oğul, Kutsal Ruh üçlemesine) inanmıyorlar. Kiliseleri yok, “Sabranya” dedikleri sade ibadethaneleri var. Namaza benzeyen, kıyam, rükû ve secdesi olan ibadetleri var. İçki ve sigarayı da haram kabul ederler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.