Arkadaşımız Mehmet Şeker İsrail’i tasmasız pitbull olarak nitelemiş. Keşke bu kadarla kalabilseydi, onun bir tasması var aslında ve bu tasması ABD tarafından, onun çıkarları doğrultusunda gevşetilmiş durumda. Yani tasmasız olan İsrail değil, onun tasmasını tutan eller. Şimdi Hizbullah’ı bahane ederek Lübnan’ı da soykırım kapsamına alıyorlar ama ondan önce akla gelen bazı mülahazaları yapmaktan geri durmayalım.
Hizbullah’ın ve onun arkasındaki güç olarak İran’ın şimdiye kadar beklenen etkide bir karşılık vermemesinin en önemli sebebinin Hizbullah’ın daha fazla kaybı göze alamaması olarak görülüyordu. Çünkü Hizbullah şimdiye kadar İsrail’e karşı ne kadar yüksek tonda bir düşmanlık söylemine sahip olsa da bunu fiili bir çatışmaya dönüştürmekten kaçınıyordu. Ne de olsa Hizbullah Lübnan’ın tamamını temsil etmiyor ve tek başına ilan edip gireceği bir savaşın maliyetini bütün Lübnan’ın ödemesi gibi bir durum sözkonusu olacaktı. Aslında Hizbullah’ın bu konudaki çekingenliği bütün Lübnan adına gözetilen bir sorumluluk olarak takdir görebilirdi. Oysa bir noktadan sonra bu sorumluluk duygusunun ifadesinde de artık biraz abartıya varan bir pasiflik göze çarpıyor. İsrail vurdukça vuruyor, öldürdükçe öldürüyor. Hizbullah’ın bütün üst düzey yetkilileri neredeyse Lider Hasan Nasrallah’a varıncaya kadar bertaraf etmiş oldu, ama Hizbullah sanki hala kaybedecek daha fazla şeyi varmış gibi hiçbir orantılı karşılık vermemekte ısrar ediyor. Adeta bir yanağına vurulduğunda öbür yanağını çeviren bir sabır örneği sergiliyor. Tabii akla Hizbullah’ın daha kaybedecek nesi olduğu sorusu geliyor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.