Aslında darbeciler tarafından yapılıp bu topluma dayatıldığı günden beri defalarca değiştirilmesi gündeme geldi, tamamen veya kısmen. Birçok maddesi değişik vesilelerle değişti. En kapsamlı ilk değişiklik diyebiliriz ki tam da onu bize dayatmış olan darbenin 30. yıldönümü gününde 12 Eylül 2010 yılındaki referandumda gerçekleşti. 26 maddesi değişti Anayasanın o tarihte. Sonradan 2017 yılında parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişe de yol açan daha da kapsamlı bir değişimden geçti 12 Eylül Anayasası. Bu değişiklikler esnasında aslında Anayasa içinde el atılmamış bir mevzu kalmamış durumda. Yani bu Anayasaya 12 Eylül askeri darbe anayasası vasfını veren neredeyse hiçbir konu bırakılmamış durumda, tabii ki “başlangıç” kısmı ilk 4 madde ve tabii ki onların “değiştirilemez” ile “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükümleri.
Yasin Aktay: Düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemez
Yeni Anayasa tartışmaları mutat olduğu gibi gelip Anayasanın ilk maddelerinin değişip değişmemesi meselesine dayandı.
Bu maddelere dokunmayacak bir yeni Anayasanın bunların dışında ne yapacağını insan gerçekten merak eder. Toplumda insanların ihtilaflarının bütün kaynağı zaten bu maddelerin münderecatı. Elbette hepsi değil ve elbette toplumda bütün bu maddeler üzerinde bir uzlaşma olmadığı gibi bu maddelere dokunmayacak bir anayasa değişikliği için onca zahmete girmeye bu saatten sonra hiç gerek yok. Bırakınız olduğu gibi kalsın, ne de olsa bu haliyle, hatta o maddelerin varlığına rağmen toplum bir şekilde kavgasını da, ihtilafını, da birlikteliğini de barışını da temin etmenin bir yolunu bulmuş durumda.
Bu haber toplam 58 defa okunmuştur
- Yorumlar 0
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Ömer Lekesiz: Kemalizm tarikatına doğru…Mimarlık psikolojisi, “inşa etme sanatının ilgili araçları sayesinde fertlerde uyandırılan ruhsal etkilerin izlenim / intiba yoluyla dışavurumu” olarak tanımlanır.
Süleyman Seyfi Öğün: Devlet terörüDevletlerin târihinde kıyamlar ve isyânlar mühim bir yeri işgâl eder. Aslında bu, merkez-kenar nazariyesiyle pekâlâ izah edilebilir.
Hüseyin Öztürk: Narin ve Narinler her gün öldürülüyorReyting hırsı ve reytingden elde edilecek reklam gelirleri yüzünden, sosyal medyadaki iğrençlikler ile medyadaki haber sunumları, ideolojik ve psikolojik cinayete dönüştü.
- 13:00 - Âsım'ın Nesli Ankara'da Buluşuyor!
- 11:22 - “ÖZGÜR FİLİSTİN SORUŞTURMASI”
- 10:32 - Ömer Lekesiz: Kemalizm tarikatına doğru…
- 10:30 - Süleyman Seyfi Öğün: Devlet terörü
- 10:28 - Mustafa Kutlu: Kültüre ihtiyacımız var mı? (2)
- 10:27 - Hatice Altınok: Aileyi güçlendirme ve kadın istihdamı politikalarında esnek çalışma modeli
- 10:24 - Cengiz Gül: İsrail'e karşı diplomasi sonuç vermezse…
- 10:22 - Hüseyin Öztürk: Narin ve Narinler her gün öldürülüyor
- 10:20 - Mustafa Armağan: Cumhuriyetin temel niteliklerini anayasaya bir Alman sokmuştu
- 10:19 - İsmail Kapan: İsrail Lübnan’ı gözüne kestirmiş!..
- 10:17 - Hakkı Öcal: ‘İsrail’i desteklemek Allah’ın emridir!’
- 10:15 - Bercan Tutar: Siber katliamlardan çıkaracağımız iki ders
- 10:13 - Haşmet Babaoğlu: Birleşmiş Milletler...
- 11:43 - Abdurrahim Karakoç'un kaleminden unutulmaz şiirler
- 11:36 - Arif Nihat Asya'nın "Kubbeler" eserinden alıntılar
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.