Panelde konuşmacılar, yapay zekanın edebi üretime, akademik araştırmalara ve toplumsal algıya etkilerini farklı perspektiflerden değerlendirerek, yeni çağın getirdiği fırsatlar ve zorluklar üzerinde durdu.
Edebiyatın Dijital Kültüre Geçişi
Başdemir, edebiyatın tarihsel dönüşümünden bahsederek, sözlü kültürden yazılı kültüre geçişin ardından şimdi de yazılı kültürden dijital kültüre evrildiğini vurguladı. Bu yeni dijital dönemin hızlı üretim ve tüketime olanak sağladığını, eserlerin geniş kitlelere hızla ulaşabildiğini belirtti. Dijitalleşme, edebiyat dünyasında da köklü değişiklikler getiren bir süreç olarak nitelendirildi.
Yapay Zeka Edebiyatı Demokratikleştiriyor
Panelde konuşan İsa İlkay Karabaşoğlu, yapay zekanın edebiyat alanındaki etkilerini ele aldı. Karabaşoğlu, yapay zekanın insanın yeni bir dönüşümünü temsil ettiğini ve yazar ile müellif arasındaki farkları daha belirgin hale getirdiğini belirtti. Yapay zekanın edebiyatı demokratikleştirdiğini ifade eden Karabaşoğlu, bu teknolojinin ana akım edebiyat üretimine dahil olmaya başladığını ve edebi analizlerde önemli bir rol oynadığını söyledi. Karabaşoğlu, yapay zekanın geleceği konusunda umutlu olduğunu belirterek, edebi üretimde yapay zekanın giderek daha etkin olacağını vurguladı.
Yapay Zeka Araştırma Süreçlerini Kolaylaştırıyor
Dr. Bilal Güzel ise yapay zekanın akademik araştırmalar üzerindeki etkilerine odaklandı. Güzel, yapay zekanın edebi araştırmalarda ve akademik platformlarda kullanıldığını, araştırmacılar için birçok kolaylık sağladığını ifade etti. Bununla birlikte, yapay zekanın hayatımıza getirdiği kolaylıkların yanında bazı etik sorunları da beraberinde getirdiğini söyledi. Yapay zekanın özgünlük ve veri gizliliği gibi alanlarda problemler yaratabileceğini belirten Güzel, özellikle yanlı ve taraflı bilgi sunma riskine dikkat çekti.
Edebi Üretimin İnsan Elinden Çıkması Değerli
Yazar Emin Gürdamur ise yapay zekanın yazarlar üzerindeki etkilerine değindi. Gürdamur, yazarların pazarlama kaygısı taşımadığını, esas amaçlarının eser üretmek olduğunu belirterek, "Bir şiir ya da öykü yazdığımızda, yapay zeka da yazıyor diye düşünmeyiz. Yazar, yazdıklarının okunmasını ister, ancak asıl önemli olan, o eseri üretmesidir" dedi. Gürdamur, edebiyatın matematiksel bir sistem olmadığını, insan elinden çıkan bir eserin eksiklik ve hatalarıyla birlikte değer kazandığını vurguladı.
Yapay Zeka ile İlk Tanışma
Ahmet Melih Karauğuz ise yapay zeka ile ilk tanışmasını anlatarak, 2006 yılında MSN’deki bir bot uygulaması üzerinden yapay zeka kavramını deneyimlediğini belirtti. Bilgisayar teknolojisinin ortaya çıkışıyla birlikte yapay zekanın da hayatımıza girdiğini ifade eden Karauğuz, insanlığın verimlilik arayışında olduğunu söyledi. Ancak, "Ne istediğinizi bilmiyorsanız yapay zeka size bir şey katmaz" diyerek, yapay zekanın verimli kullanımının bilinçli bir yönlendirme gerektirdiğini dile getirdi.
Panel boyunca yapılan tartışmalar, yapay zekanın edebiyat ve akademi üzerindeki derin etkilerini gözler önüne sererken, bu teknolojinin sunduğu fırsatların yanı sıra karşı karşıya bırakabileceği etik sorunları da gündeme getirdi. Yapay zekanın edebiyat dünyasında daha fazla yer edineceği ve bu dönüşümün hızlanarak devam edeceği öngörüsü, panelde ortak bir kanaat olarak dile getirildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.