İlk ve orta öğretim kurumlarının tamamının her bağımsız bölümünde, yaygın eğitim kurumlarında ve kamuya ait yerlerde İstiklâl Marşı panoları bulundurulur. Ezberletilir, eğitim kurumlarında pazartesi ve cuma günleri toplu olarak okutulur. Resmî törenlerin olmazsa olmazıdır.
İstiklâl Marşı’nın bize söylediği nedir? Hangi şartlarda yazılmıştır? Yazıldığı tarihten bugüne kadar çokça tartışılan ve üzerine metinler yazılan bu şiirin muhteva ve anlamını kaçımız bilinmesi gerektiği gibi biliyoruz? Bunun üzerine yeterince düşündük mü? Yetişme çağında her birimizin her gün gördüğü, hangi derse ait olursa olsun açtığımız her ders kitabının ilk sayfalarında karşılaştığı bu metin bize ne söylemek istiyor? Her birimizin hayatının ilk yirmi yılında her gün gördüğümüz bu metnin ülke gerçeği, değerler hiyerarşisi, inancı ile ilgili ortaya koyduğu manifestoya dair bir fikrimiz var mı?
Sorular yorucu ve cevapsız. “Âkif Yılı” ilan edilen tarihlerde Âkif’in birkaç nesri ve Safahat bir müteahhitlik aracına dönüştürülerek kamu kurumları tarafından milyonlarca adet basılır, dağıtılır ve hurdacılar aracılığıyla geri dönüşüme gönderilir. Bir kısmı da yaldızlı kuşe kâğıda basılır ve özel deri ciltli kutularda kütüphane raflarında özel bir yere yerleştirilir. Bir koleksiyon malzemesine dönüşen eser müzeliktir ve seyirlik bir objedir artık.
Mehmed Âkif sanatı ve düşüncesi ile özel bir yerde durur. İmparatorluk bakiyesi kadim birikimin, meşrutiyet idarelerinin entelektüel müzakerecisi, emperyalist ortaklıkların Osmanlıyı tasfiye döneminin diplomatı, Çanakkale Şehitlerine şiirinin şairi, Kurtuluş Savaşı’nın tanığı ve cumhuriyetin ilanında Ankara’da milletvekili ve sarıklı mücahittir. Safahat’ı da bu tarihi akışın siyasî düşünce tarihidir. Kadim geleneği, inancı, mücadeleyi ve ilkeli duruşu ile ahlaklı insanı temsil eder. Baytarlık eğitiminden dolayı gerçekçi, fikrî ve edebî çevresinden dolayı bir düşünce adamı, aldığı eğitim ve inandığı dinin dilini ve kültür dilini bildiği için Kur’an-ı Kerim’i tercüme etmeye girişecek kadar bilge bir Müslümandır. Arapça, Farsça ve Fransızcayı iyi derecede bilen Âkif, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Irak, Hicaz ve Mısır’da daha sonra da görevli olarak Berlin’de bulunmuş; İstiklâl Savaşı’na gönüllü katılarak önemli hizmetler ifa etmiştir. Bu kısa biyografi bize İstiklâl Marşı’nın yazılış serüveninin ve birikiminin kaynaklarını vermesi bakımından da önemi haizdir.
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/14314535/uzeyir-ilbak/akif-ve-istiklal-marsi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.