• İstanbul 8 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 12 °C
  • Konya 5 °C
  • Sakarya 9 °C
  • Şanlıurfa 11 °C
  • Trabzon 10 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 2 °C
  • Bursa 9 °C

Ulu hocalardan fenomenlere düşüş!

Mahmut BIYIKLI

Senelerdir Sultanahmet’ten Edirnekapı’ya kadar yürürüm. Tefekküre imkân tanıyan bu yürüyüşlerde tarihî mekânların yanından geçerken bir zamanlar oraları şereflendiren şahsiyetleri düşünürüm.

 Âli hizmetleri ve feyiz dolu sohbetleri aklıma gelir, hüzünlenirim.

Her seferinde şairin, “nice devler geçti bu yollardan” mısrasını tekrar ederim.

Çok değil bundan kırk yıl evvel sadece Sultanahmet-Edirnekapı arası yürüyen birisi, onlarca vaaza tevafuk eder, ilmini-irfanını artırabilirdi.

Sultanahmet Camiinde Gönenli Mehmet Efendi’yi, Beyazıt Camii’nde Abdurrahman Gürses Hocaefendi’yi, Fatih Camii’nde Emin Saraç Hocayı, İskenderpaşa’da Zahid Efendi’yi, Karagümrük’te Muzaffer Ozak’ı ziyaret edip dizinin dibine çökebilirdi.

Bu isimleri neyi kaybettiğimizi hatırlamamız açısından özellikle zikrettim.

Hepsinin yeri boş kaldı. Tam inanmış ve adanmış bu ilim ve yürek adamlarının bıraktığı boşluk doldurulamadı.

Temel mesele: İnsan krizi!

Yaşadığımız krizlerin en büyüğü insan krizi. “Kaht-ı rical” kavramı sadece devlette değil, Diyanet’te de yakıcı bir şekilde kendisini hissettiriyor.

Ömrünü insanların irşadına adayan kâmil insanların göçünden sonra kürsüler öksüz kaldı.

Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, Tahir Büyükkörükçü, Rıza Çöllüoğlu gibi faziletli vaizlerin; cemaatin gönlünden tutup insanlara İslam sevinci yaşattığı günler hatıra oldu.

İsmini zikrettiğimiz hocalarımızın sadece bedenleri değil; müjdeleyen, sevdiren, ötekileştirmeyen kucaklayıcı dilleri de onlarla birlikte toprağa gömüldü.

Şimdilerde kürsüleri meşgul edenlerin çiğ hâllerini ve ham sözlerini görünce onları daha çok özlüyoruz.

Dijital İmtihan

Cübbeyi giyen, sarığı takan herkesin; YouTube’dan gözümüze hoca diye sokulduğu tuhaf bir dönemdeyiz.

Kısa sürede meşhur edilip etrafına kalabalık toplayanların Müslümanlara verdiği zararı, İslam düşmanları toplansa veremez.

Vaiz ve hoca sıfatının içini boşaltan bu tiplere karşı ne yazık ki Diyanet’in aldığı bir önlem yok. Oysa ki Diyanet’in, din anlatıcılarının ‘dil problemini’ çözmek gibi bir görevi olmalı.

Ezanı okuyacak müezzinin sesinin güzel olmasını önemsediğimiz gibi, vaaz verecek kişilerin üslubunu da önemsemeliyiz.

Devamı: https://www.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3346992-ulu-hocalardan-fenomenlere-dusus

Bu yazı toplam 796 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim