• İstanbul 27 °C
  • Ankara 24 °C

“Üç Muhit Bir Felsefe”

“Üç Muhit Bir Felsefe”
Prof. Dr.İ rfan GÖRKAŞ, Üç Muhit Bir Felsefe, dby yayınları, Mart 2024, ss.214.

Üç Muhit Bir Felsefe, iki meseleyi sorun edinmektedir.

İlk meselesi, üç-muhittir. Üç-muhit, yeni/varoluşun özel-mekânlarıdır ve onlar, klasik dönem İslam felsefesine (tasavvuf felsefesine, Osmanlı-Türk felsefesine) ve Afyonkarahisar’a ait muhitlerdir.

Çalışmanın ikinci meselesi, söz konusu muhitlerin “oluş” felsefesidir. Oluş (kevn), fiildir ve kaynağı bakımından ikiye ayrılmaktadır. Doğuş, çıkış ve türeyiş (südur, huruç, zuhur vb.) bir (tek) kaynaklı oluş; oluşum, toplaşım ve karışım (tekvin/mükevven, içtima ve imtizaç) çok kaynaklı oluştur. Oluşun etkin nedeni, güçlüdür. Güclü (kudret veya kuvvet sahibi) bakımından oluş, ya yeni-oluştur, ya yeni-oluşumudur. Üç mıuhitin yeni-oluş ve oluşumu, halvetî-oluş’tur. Ontolojik açıdan onlar, birer “varoluş”tur. Varoluş, güçlü-fiildir, kudreti olanın fiilidir.

Üç Muhit’in felsefesi, bir varoluş felsefesidir. Varoluş felsefenin en önemli meselesi, varoluşta birlik meselesidir. Birlik ise, ya ayniyet, ya gayriyet meselesidir. Üç muhitin varoluş önerisi, “ayniyet ve maiyyet” ilkelidir. Muhitlerin terimiyle mesele, “ile-var”ın “varoluş” felsefesidir. O nedenle üç muhitin felsefesinde Var, “Var” ve “İle-Var” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Var’ın ikincisi birincisiyle varolmaktadır ve varlığını birincisine borçludur. İle-Var’ın öz-niteliği varolmak, yani çokluk. Varolmak ise, ya iradelidir, ya değildir.

Üç Muhit Bir Felsefe, bir bütün olarak iki bölüm ve bir sonuçtan meydana gelmektedir. İlk bölümde, iki muhit ve felsefeleri ele alınmakta; ikinci bölümde, üçüncü muhit tanıtılmaktadır. İlki olan Mısri Muhiti, tarihsel açıdan Afyonkarahisar halvetiliğinin bidayetini (15.yüzyıl), Sandıklı-İbn Noktacı muhiti ortasını (16.yüzyıl), Hisardı-Askeri muhiti nihayetini (17.yüzyıl) oluşturmaktadır. Son iki muhit kendilerini, “Noktavî” hikmet sahibi olarak ifade etmektedirler. Nokta, varlığın hem kaynak, hem dönüş ilkesidir. Eserin ilk bölümünde Mısri ve Askeri muhitlerinin Halvetî-Noktavî oluş felsefeleri yer almakta, ikinci bölümde Sandıklı muhitinden İbn Noktacının şiirleri ilk defa burada yayınlanmakta, ilaveten on etik ilkesi yer almaktadır. Sandıklı’da neşet edip İstanbul’da neşv ü nema bulan Ramazan Mahfi’nin hayat hikâyesi ve eserleri, burada tanıtılmakla yetinilmektedir.

Her üç muhit, hikmet geleneğimiz açısından Ahmet Yesevi, İbn Arabi ve Necmettin Kübra temelleri üzerinde yükselmektedir. O nedenle her üç muhit dil, nesir ve şiir üretiminde ortaktırlar. Her üç muhitte üretilen şiirlere, gelenekte “hikmet” adı verilmektedir. Özellikle şiir, Yesevi geleneğinde olduğu gibi, kemalin, tamlaşmanın somut göstergesini ifade etmektedir. Kemal, varından soyutlanıp “var ile var olmak”la gerçekleşmekte, şiirle belirginleşmektedir. Bu anlamda Üç Muhit’in felsefesi, bir varoluş (ile-var-olmak) felsefesidir. Halveti-oluşun varla bağını kuran öncüler ise Mısri ve Sinan Ümmi ile öğrencisi Mehmet Askeri’nin muhitidir.

İbn Noktacı ve Sandıklı muhiti ile Hisardı-Askeri muhiti, aynı kaynaktan (yani Farabi, Yesevi, İbn Arabi ve Necmettin Kübra geleneğinden) beslenmekte, felsefelerini Türk dilinde işlemektedirler. İşledikleri felsefe, “ayniyet”in, diğer adıyla “bir-lik”in felsefesidir. Ayniyet, bilindiği gibi “ayn ile ayn, var ile var” ve bir olmaktır. Gayriyet ise, başkasıyla başkası olmaktır. Bu bakış, Üç Muhit’in ve İslam felsefesinin üzerinde durulması ve analizi gereken önemli bir sorunudur. Bu çalışma, ayniyet yerine “aidiyet” kategorisini önermektedir.

Bir ayniyet (varoluş yani var ile-var-olmak) felsefesi olarak bu çalışmanın, İslam düşüncesi ve felsefesine küçük bir katkı olacağını ümit ediyoruz.

 

Bu haber toplam 259 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Sulhi Ceylan – Bahadır Dadak Konuşmaları: Azalan Verimler Kanunu28 Haziran 2024 Cuma 11:31
  • Mehmet Kahraman: Kırkikindi28 Haziran 2024 Cuma 11:29
  • Yasemin Kuloğlu: Nar Ağacı (Nazan Bekiroğlu) Üstüne27 Haziran 2024 Perşembe 14:23
  • Yıldırım Alkış: Kars’a Veda27 Haziran 2024 Perşembe 14:21
  • Günümüzün Anlatıcıları: Çağdaş Küçük İle Konuştuk27 Haziran 2024 Perşembe 10:27
  • Ethem Erdoğan: Yakaza-n / II Kılıçarslan24 Haziran 2024 Pazartesi 12:24
  • Tevhîd24 Haziran 2024 Pazartesi 10:41
  • Ney’in Sırrına Dairdir24 Haziran 2024 Pazartesi 10:39
  • "..Milas Boğaziçi’ndeki Evini ‘Etnografik Müzeye' Dönüştürdü.."24 Haziran 2024 Pazartesi 09:52
  • “Üç Muhit Bir Felsefe”24 Haziran 2024 Pazartesi 09:44
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim