TYB Yönetim Kurulu Üyesi, ASBÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Münire Kevser Baş’ın yönettiği programda, TYB kurucu ve şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Turan Karataş ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Muammer Mete Taşlıova konuştular.
8.4.2023 tarihinde, TYB Mehmet Âkif Divanı’nda yapılan panelde Ramazan ayında oruç tutmanın, iftar ve sahur yapmanın, Ramazan Bayramının, Kadir Gecesinin faziletleriyle ilgili olarak yazılan müstakil eserlerin ve yapılan faaliyetlerin öneminin anlatıldığı programa yazar ve şairler büyük ilgi gösterdiler.
-Doğan: Divan edebiyatımızda Ramazaniyeler çok yaygın
Panelde bir konuşma yapan D. Mehmet Doğan; Ramazan konusu ibadetler için de en çok dal budak salan ibadet. En fazla sosyalleştiğimiz ibadetimizdir. Bir ay boyunca devam ettiği için de tesirleri ona göre geniş olur. Bu güzelliklerin edebiyata yansımaması olamaz. Divan edebiyatımızda Ramazaniyeler çok yaygın olarak var. Bu Ramazaniyelerde zaman zaman sosyal hayatın da yer aldığını görüyoruz. Modern dönemde Ramazan şiiri pek yok ama Ramazanın yansıdığı şiirler mutlaka edebiyatımızda var. Aşık edebiyatı bu konuları kurumsal olarak ele alır.”dedi.
Doğan konuşmasının bu bölümünde şairlerin Ramazan şiirlerinden de okudu.
“Yunus Emre’den “Şehr-i Ramazan Merhaba” şiirini okuyarak başlayım;
Müştak olup özlediğim
Şehr-i ramazan merhaba
Bakıp yolun gözlediğim
Şehr-i ramazan merhaba
Mâh-ı mübarek merhaba
*
Müminlerin bayramıdır
On bir ayın sultanıdır
Hakk’ın bize fermanıdır
Şehr-i ramazan merhaba
*
Şimdi de, Şair Zâtî, Ramazan-ı Şerif’i aziz bir misafir olarak görür ve şöyle der:
Gönderdi Hudâ çün bize mihman Ramazânı
Hoş tutmağa niyyet edelim biz dahi anı
*
Ve Fuzuliden bir beyitİ
Ramazan ayı gerek açıla cennet kapısı
Ne revâ kim ola mey-hane kapusu bağlu
*
Doğan sözlerini şöle sürdürdü: “Ezan okunmasına yakın, caddelere, sokaklara bakın; Bom boş, oruç tutanlar evlerine gitmiş, tutanların hatırına tutmayanlar da evlerine gitmişler. Bir kısım oruçla alakası olmayanlar da bu hayatın parçası oluvermişler. Ramazanın bu yönünü aklımızdan çıkarmayalım.”
-Karataş: Dini hassasiyeti olan şairlerimiz daha fazla Ramazan şiiri yazmalılar
Prof. Dr. Turan Karataş da yaptığı konuşmada; Ramazan ve oruçla ilgili yaptığım araştırmalarda edebiyatımızda özellikle edebi eserlerde çok eser yok. Yeni dönem yazarlar Cumhuriyetin verdiği ya da daha öncesinden gelen laik tutum dine karşı mesafeli bakış ve uzak duruş bu meselenin eserlerine konu olmamış diye düşündüm.Edebiyatımızda Ramazan şiiri olarak en dikkati çeken Yahya Kemal Beyatlı’nın “Atik-Valde'den İnen Sokakta” şiiri vardır. Çok güzel bir şiir ve sizler de paylaşmak istiyorum:
İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,
Kaç def'a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti
Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;
Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler,
Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;
Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları
Az çok yakından sezdiriyor top ve iftarı.
Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün;
Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün.
Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,
Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri.
Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!
Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş'esiz.
Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı
Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.
Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime;
Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;
Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür."
Faruk Nafiz Çamlıbel bir beytinde şöyle der:
“Alnımız secdede bulsun bizi her lahza ezan
Ve hazin ömrümüzün her günü olsun Ramazan’
Zikrimiz Arş’-ı geçip fecre kadar yükselsin
Mâveralardan ümîd ettiğimiz ses gelsin”
*
Sezai Karakoç’un Ramazana ve oruca dair yazılarını topladığı bir kitabı var. Doğrusu, dini hassasiyeti olan diğer şairlerimizden bu tür şiirler ve eserler beklerdim.”
Aslında, “Ramazan Edebiyatı” ya da “Ramazanda Edebiyat” diye bir çalışma yapılabilir. Yıllar önce hocam Orhan Okay Ramazan ve Edebiyat konusunda bir televizyonda konuşmuştu. Çok güzel bir konuşmaydı, hocam o metni nerede değerlendirdi, bulamadım.” diye konuştu.
Karataş, yazar Cenap Şahabettin’in Ramazan ayını anlattığı “Son gecesinde bize bayram sabahını va'deden bu güzel ayı hürmetle selâmlayalım” metinleri okuyarak tamamladı.
-Mete: Ramazan halk kültürü açısından gelenek demektir
Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Muammer Mete Taşlıova’da yaptığı konuşmada Ramazan Edebiyatını, halk edebiyatı yönüyle gündeme getirdi.
Taşlıova şunları söyledi: “Ramazan halk kültürü açısından gelenek demektir. Ramazan’ın şiir, edebiyat gibi yazılı anlatımının yanı sıra Türk sözlü kültürünün otuz gün boyunca nasıl icra edilmiştir ya da kahvehane gibi bir mekan üzerinden Ramazanın sembolik hale gelmesinin anlaşılabilirliği üzerinde durmak istiyorum. Kahvehane beş yüzyıllık bir kurum. 1512’ den itibaren Kahvehanelerin Osmanlı toplum hayatına girmeye başlaması, çayhanelerin, bozahanelerin zaman içinde kahvehaneye dönüşmesi. Buralar toplumun buluştuğu, görüştüğü, haberleştiği özellikle dinin dışında her şeyin paylaşıldığı yerler. Ama Ramazan ayı gelince din dışı kabul edilen bu mekan sadece ibadet kelimesi olmayan ama bütün mevzuların konuşulduğu bir yapıya dönüşüyor. Etkileyici tarafı gündüz fasıl yapısıyla akşam fasıl yapısının farklı olmasıdır.”
-Arıcan: Çok özgün, çok verimli bir panel oldu
Panelin bir değerlendirmesini yapan TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Marmara Üniversitesi tarafında “Türkiye’de sayılarla dindarlık ve inanç” başlığı altında bir araştırma yapıldı ve yayınlandı. Türkiye’deki ibadetler arasında gözle görülür en yüksek oran ibadet yüzde 75 ile Oruç geliyor. Oruç’un Türkiye’de tüm boyutlarıyla yerine getirilen bir ibadet olduğu görülüyor. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Panelimiz oldukça özgündü, verimli geçti, değerli hocalarımıza teşekkür ediyorum. Prof. Dr. Turan Karataş hocamızın ifade ettiği gibi Ramazan Edebiyatı eserlerinin yazılmasına da vesile olur inşallah.” diye konuştu.
Programın sonunda TYB Genel Başkanı Arıcan, konuşmacılar Prof. Dr. Turan Karataş’a, Prof. Dr. Muammer Mete’ye ve paneli yöneten Prof. Dr. Münire Kevser Baş’a TYB’nin yayınlarında hediye etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.