Program dahilinde Tuzla şehir merkezinde Srebrenica Şehitlerini Anma Töreni gerçekleştirildi. TYB Genel Başkanı ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ında aralarında bulunduğu heyet şehitlik anıtına çiçek bıraktı, Srebrenica Okumaları yapıldı.
Sempozyuma onursal başkanı olarak katılan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan programın açılışında bir konuşma yaptı.
Balkan toprakları Türklerin izlerini ve ruhunu taşır
Balkanlar’ı çok kültürlü, çok milletli, çok dinli, çok dilli, çok tartışmalı, çok sesli bir coğrafya olarak tanımlayan Arıcan, “Balkanlar, tarihin pek çok döneminde, coğrafi bir alan adı olarak anılmaktan ziyade, siyasi bir mesele olarak, tarih sahnesinde yerini almıştır. Balkan toprakları, Türkiye sınırları dışında ve farklı bir coğrafyada olsa da ağırlıklı olarak, Osmanlı İmparatorluğu döneminden başlayarak, Türk izlerini ve ruhunu, en derin ve güçlü şekli ile yaşayan bölgelerden birisidir. Türkler, 14. Yüzyılın ortalarından itibaren, Balkanlar’a damgalarını vurmaya başlamışlardır. Türklerin gelişi, Tuna’nın güneyindeki Balkanlar’ın, yapısını ve kimlik özelliklerini belirleyen başlıca olaylardan biri olmuştur. Bu sebeple, Balkan tarihini, Türklerden ve Türk tarihinden ayrı tutmak mümkün değildir. 1878-1970 yılları arasında üç büyük göç dalgası halinde, İstanbul dahil olmak üzere, Anadolu'nun hemen her karesine dağılan ve sayıları yüzbinlere ulaşan Balkan göçmenleri, göç sürecinde açlık, yokluk, sefalet, salgın hastalıklar ve örneklerini çoğaltmamızın mümkün olabileceği pek çok etken ile mücadele etmek durumunda kalmışlardır.” diye konuştu.
“Unutulmamalıdır ki; Balkan tarihi Türk tarihi ile çok sıkı bağlantılıdır. Balkan topraklarında, sayıları hiç de azımsanamayacak miktarda; akan kanımız, gözyaşımız, hasretimiz, özlemimiz, gurbet acımız ile bütünleştirdiğimiz Türk ve Müslüman toplumlar yaşamaktadırlar.” diye konuşan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras; Anadolu’dan Balkanlar’a yerleşenyerleştirilen Evlad-ı Fatihan’ın varlığı ile Türkiye’nin dört bir yanına yerleşen göçmen Türk ve Balkan toplumlarının akrabalık münasebetleri ve sıkı gönül bağları mevcuttur.”
Srebrenica Boşnak Soykırımı unutulamaz
Konuşmasında “Srebrenica Boşnak Soykırımı” da değinen genel Başkan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Bizler; ‘’Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?’’ Srebrenica Boşnak Soykırımı’nda öldürülen dört yaşında bir çocuğun, ölmeden önce annesine sorduğu bu naif soruyu unutamayız. Bizler; Ratko Mladic’in; "Srebrenica Boşnak Soykırımı" öncesinde söylediği, "İşte 11 Temmuz 1995'te Sırp şehri Srebrenica'dayız. Büyük bir Sırp Bayramı arifesinde iken bu şehri Sırp Milletine armağan ediyoruz. Nihayet, Yeniçeriler’e karşı ayaklanmasından sonra bu topraklarda "Türklerden intikam almamızın vakti geldi" meşhur söylemini unutamayız. Unutur isek, Alija’nın dediği gibi; “Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz.
Nefes aldığımız sürece Evlad-ı Fatiha’nın yanında olacağız
Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.” Bizler Alija felsefesini yürekten hissedebilen bir milletin evlatlarıyız. ‘’Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız tek şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın suskunluğu olacaktır’’ diyen Aliya, Türk Milleti’nin desteğini ve gücünü de daima yanlarında hissettiklerini her alanda ifade etmiştir. Bosna-Hersek Halkı Ratko Mladic’in sözlerine karşı Alija Izetbegović’in; ‘’Bize yapılan Soykırımı unutursak bunu bir daha yaşamaya mecburuz, size; asla intikam peşinde koşun demiyorum ancak yapılanları da asla unutmayın!’’ sözlerini düstur edinmişlerdir. Türkiye’de yaşayan Bosna Sancak kökenli, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Vatandaşları olan Boşnaklar başta olmak üzere tüm Balkan kökenli kardeşlerimiz ile birlikte Türk Halkı da ne Bosna ne Sancak ne de Balkan topraklarının tek bir karış toprağını unutmadı. Nefes aldığımız sürece Aliya İzetbegovic’i, Srebrenica Boşnak Soykırımını ve Evlad-ı Fatihan’ı Unutmayacağız!” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından sempozyum oturumlarına geçildi ve sunumların yapılması ile birinci gün programı sona erdi. Göç, Sürgün ve Soykırım Sempozyumu, Tuzla Üniversitesi’nde ikinci gün gerçekleşecek oturumlar ile 8 Temmuz Cumartesi günü devam edecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.