Sözlerine modern öyküyü anlatarak başlayan Gürdamur;
edebiyat hayattan, felsefeden,kişinin duygularından bağımsız bir şey değildir. Buradaki değişim edebiyata yansımıştır. Modern dönem dediğimiz şey Avrupa’da aydınlanma ile beraber ortaya çıkan, 1700'lerden itibaren kilisenin ve devletin sorgulanması, otoritenin sorgulanması sonucu ortaya çıkan daha sonra bilimsel ilerlemeciliğin, akılcılığın, pozitivizmin ortaya çıkmasıyla 18. yüzyılda iyice güçlenen ve artık 19. yüzyıla gelindiğinde iyice güçlenen genellikle bildiğimiz bütün batı klasiklerinin yazıldığı dönemdir. Kısaca mitolojiden bireyselleşmeye gidilen dönemdir.
Modernizmin insanın olduğu gibi anlattığını, yüceltmediğini; menkıbelerden uzaklaşıldığı dile getiren yazar, itiraz edilen şeylerin destanlarda, mitolojilerde, menkıbelerde anlatılan insanların ve olayların gerçek olmadığını savunduğunu, bunu yaparken de modernizmin insanın kendini kainatın ortasında görmemesi gerektiğini türlerden bir tür olarak gördüğünü söyledi.
Fakat bütün bunların üstüne insanın sıradanlığını sorgulamak üzerine bir kapı açıldığını iddia eden Gürdamur, 20. yüzyılda savaşlar yaşandı ve 20 milyon insanın 20-30 yıl içerisinde ölmesi de o dönemde yaşayan insanların korkunç bir bilinçaltına sahip olmasını sağladığını dinleyicilere aktardı.
Postmodern edebiyatta aslında gerçekleri anlatmıyorsunuz kurgu yapıyorsunuz diyerek okurla yazarın arasındaki uzlaşmayı kaldırdı. Modern dünya karşılıklı anlaşılardan oluşur. Edebiyatta okurla yazar arasında bir anlaşma vardır. 20. yüzyıl bunu fark edip paraya dönüştüren sektör ise reklamcılıktır. Şunu fark etmişlerdir ki gerçekler askıya alınabilir. Bunu söyleyen de bilir dinleyen de. Postmodern'de böyle olmadığına bir örnek verecek olursak bu Mustafa Kutlu’nun "Topal Hafız"hikayesi olur. Hikayede Hafız minareden ezan okurken bir kadına aşık olur fakat kadın kötü bir kadındır. Hikayenin sonunda Hafız intihar ediyor. Sonra hafız Mustafa Kutlu’nun yanına gelir ve hikaye burada devam eder. "Ben müslüman bir adamım beni nasıl intihar ettirirsin." diyerek yazarla konuşur." diyerek örneklerle devam etti.
Son olarak Gürdamur, postmodern edebiyatın üç göstergesi olan metinlerarasılık, üst kurmaca ve bilinç akışı kavramlarını açıkladı.
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan yazara teşekkür belgesi verilmesinin ardından program son buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.