• İstanbul 9 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 13 °C
  • Konya 6 °C
  • Sakarya 9 °C
  • Şanlıurfa 12 °C
  • Trabzon 10 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 3 °C
  • Bursa 9 °C

TYB Başkanı Arıcan: Doğan kalp ve gönülle tartar adalet ve merhametle yazardı

TYB Başkanı Arıcan: Doğan kalp ve gönülle tartar adalet ve merhametle yazardı
Türkiye Yazarlar Birliği kurucu ve şeref Başkanı merhum D. Mehmet Doğan için Erzurum’da panel düzenledi.

TYB Erzurum Şubesi, Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile düzenlenen TYB Erzurum Şube Başkanı Mehmet Gözütok'un yönettiği programda; Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü ve TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan "Filozofça Bir Hayat", TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı "Bir Kültür Alpereni" ve TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu "Kelimelerin Asil Muhafızı" başlıklı konuşmalarında merhum Doğan’ı anlattılar.

İlk konuşmayı yapan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “TYB kurucu ve şeref Başkanımız merhum D. Mehmet Doğan için Erzurum’da anma programı yapılmasını oldukça anlamlı buluyorum. Doğan’ın en sık geldiği, dostlarının, arkadaşlarının ve okuyucularının bulunduğu bu şehir gerçek anlamda bir vefa şehri diye düşünüyorum. Erzurumlular hayattayken buraya önem veren Doğan’ı unutmadılar. Programı düzenleyen TYB Erzurum Şubesine ve destek veren Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Büyükşehir belediyesine teşekkür ediyorum.” dedi.

Arıcan: Filozofça bir hayat sürdü

Erzurum üzerine önemli yazıları olan Doğan’ın kendini her zaman  bir Erzurumlu gibi hissettiğini belirten Arıcan, “Tarihten sosyolojiye, ahlaktan edebiyata kadar verdiği eserleriyle yakın dönem Türk düşünce dünyasını etkileyen Nurettin Topçu’nun Erzurumlu olması nedeniyle de Erzurum’a büyük ilgi gösteren Doğan ağabeyimiz bu kadim şehri şöyle tanımlıyor. ‘Şanlı tarihi, kültüre, sanata, edebiyata olan ilgisi nedeniyle  bir medeniyet müjdesidir.”  diye konuştu.

Konuşmasında Doğan’ın filozofça bir hayat sürdüğüne belirten Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü: “D. Mehmet Doğan da tam anlamıyla filozofça hayata sahip bir mütefekkir, muharrir, müverrih, münevverdi. Filozofça bir hayat sürdü. İnsani tüm erdem ve faziletleri taşımaktaydı. Mütevazı, müsamahakâr ve mütehammildi; bunun şahitleriyiz. Mütefekkir ve münevverliğin tüm şartlarına haizdi. Yeri geldiğinde istişare edilen aziz bir ağabey; yeri geldiğinde dertleşilen, herkesin mahremiyetini koruyan vefalı bir dost; yeri geldiğinde çalışma konularında başvurulan, yol gösterici bir üstat idi. O, hem felsefi bakış açısına sahip hem de bu bakış açısıyla yaşayan erdem ve fazilet sahibi bir kimseydi. Araştırmadan, incelemeden bir konuda düşünce serdetmez, bilmediği hususlarda ise fikir beyan etmezdi. Çok çalışır, çok okur, çok araştırırdı. Sorgulayıcıydı, eleştirel bakardı, eleştiriye açıktı, özgür düşünceliydi. Her konuyu kanıt ve gerekçeler sunmak kaydıyla tartışır, aklın ışığıyla ve kılavuzluğuyla hareket eder; sezgi ve vicdanla düşünür; kalp ve gönülle tartar; adalet ve merhametle yazardı.”

2-168.jpg

Bıyıklı: Anadolu’yu bize vatan kılan bütün değerlere sahip çıktı

TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı’da yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Mehmet Doğan’ın yetmiş yedi yıllık bereketli hayatına baktığımızda, her daim bir nöbet bilinciyle yaşadığını görürüz. Ömrünü, elde kalan mirasın küçük parçalarını muhafaza etmeye ve bu topraklara ait değerleri iç ve dış saldırılara karşı müdafaa etmeye adamış; Anadolu’yu İslamlaştıran ve bize vatan kılan bütün kültürel değerlere sahip çıkmıştır. Atalarımızdan kalan bütün güzelliklerin yok sayılmakla kalmayıp, barbarca tahrip edilmesine isyan etmiştir. Yazdığı her eser, öncülük ettiği her çalışma, ülkesine olan bir vefa borcunun ve mesuliyet duygusunun sonucudur.

Doğan, imparatorluk ufku olan ve Anadolu irfanını yaşayan Müslüman bir Türk ailesinin evladıdır. Annesi korkusuz yiğitler büyüten Anadolu’nun kahraman kadınlarından biridir.  Annesini askere gönderirken verdiği bir tavsiyesi Doğan’ın adeta kaderinin tamamına tesir etmiştir. Safiye Hanım, evladına vatani görevini hakkıyla yapmayı hatta fazladan gönüllü nöbet tutmasını tembihlemiştir. Gerçekten de hayırlı bir evlat olan Mehmet Doğan, anne sözü dinleyerek arkadaşlarının yerine de gönüllü nöbetler tutmuştur. Ve bu nöbet şuuru son nefesine kadar devam etmiştir. Türkiye Yazarlar Birliği de Doğan’ın nöbet yerlerinden birisidir. O, bu muhkem kalede kendi nöbetini sağlam bir şekilde tuttuğu gibi vazife hissine bigâne kalan aydınların yerine de nöbet tutmuştur.  Mehmet Doğan’ın bir medeniyet perspektifiyle hareket ettiğini, bir idealin peşinden koştuğunu iyi biliyoruz. Onu milletimizin bağrına basması daha çok bu yönüyledir. Her türlü bölücülüğe karşı olan Doğan’ın birlik olunarak rahmete ulaşılacağına  dair inancı tamdır. Nasıl ki medeniyetimizin temeli birlikse, Doğan da birliği hayatının merkezine koyan, hayata farklı pencerelerden bakan yazarları bir araya getirmeyi amaç edinen ve nihayetinde birleştirmeyi başaran toplayıcı bir şahsiyettir. Vahdet ahlakına sahiptir.

Sağ sol gibi farklı kutuplara savrulan toplumu toparlamak için önce aydınların toplanması gerektiğini görür. Özellikle sağ kesimin bütün seslerini cem ederek müthiş bir ahenk oluşturmayı başarır. Tevhid ehli olan Doğan, genç sayılacak yaştayken bile öncü bir bakışa, büyük bir vizyona sahiptir. Eserleriyle zihin inşasında bulunduğu gibi, kurup büyüttüğü TYB ile ihya faaliyetlerinde bulunmuştur. Cumhuriyet döneminde sistemin imha ettiği tüm değerleri yeniden ayağa kaldırmakla meşgul olmuştur.

Kurucusu olduğu ve tüm yükünü omuzladığı Türkiye Yazarlar Birliği vesilesiyle devletin ihmal ettiği kültürel sorumlulukları kendine görev edinip nitelikli ve derinlikli çalışmalara imza atmıştır. Bugün kültür cephemizde gelenekselleşen köklü çalışmalarda onun emeği ve alın teri vardır. Bütün zorluklara rağmen sarsılmaz inanç ve eksilmez azmi sayesinde, adeta kültür devrimi yapmıştır.”

Köseoğlu: Doğan aziz milletimizin hafızasında her daim canlı kalacak

Panelin son konuşmacısı TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu da yaptığı konuşmada; “D. Mehmet Doğan, edebiyat, kültür, sanat ve fikir dünyamızda önemli eserler bırakıp, ‘mütecessis bir fikir işçisi’ olarak fani ömrünü tamamlayıp yaratıcısına kavuştu ve çok sevdiği Ankara’da Taceddin Dergâhı’na sırlandı. Onun kalemi, tarihe ve dilimize olan sevgisini yazılarının her satırında hissettirdi. Türk dilinin nahif savunucusu, kültürel mirasımızın koruyucusu olarak, kelimelerin efendisi D. Mehmet Doğan’ın şahsiyeti gönüllerde, eserleri de aziz milletimizin hafızasında her daim canlı kalacaktır. Eserlerinde, kelimelerin ruhuna dokunan bir ustalıkla Türkçeyi yeniden yorumladı. Onun kaleminden dökülen cümleler, Anadolu medeniyetinin, irfanının hususiyetlerini taşıdı. Kendi deyimiyle, "kendi medeniyetimizin diliyle düşünmek" gerekliliğini her daim savunan Doğan, Türkçenin özüne inerek onu bir kıymet hazinesi olarak ortaya koydu. Onun yazdıkları, yalnızca birer metin değil, birer direniş ve diriliş manifestosu, dilin ve kültürün bağımsızlık mücadelesiydi. D. Mehmet Doğan, tarihin ve dilin birbirine sıkıca sarıldığı bir çizgide yürüdü. Her adımında, köklü bir medeniyetin izini sürdü ve bu izlerin bizlere hep işaretlerini yüksek bir şuurla vaaz etti ve gençliğimize miras bıraktı. Şimdi, onun kelimeleriyle örülmüş bu mirası daha da derinlemesine keşfetme zamanı.  Artık maddeten aramızda olmasa da onun bıraktığı eserler, yıllarca Türk-İslam mefkûresine hizmet edecek birer edebî mücevher olarak kalacak. D. Mehmet Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği’nin kurucu başkanı olarak, Türk edebiyatına ve kültürüne yaptığı katkılarla sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir kültür öncüsüydü. Onun önderliğinde, Türkiye Yazarlar Birliği, edebiyat dünyasında köklü bir iz bıraktı. Doğan’ın yönetiminde başlayan ve yıllarca süregelen Uluslararası Türkçenin Şiir Şöleni, dilimizin zenginliğini, güzelliğini ve gücünü dünyaya duyurdu. Bu etkinlikler, onun dilimize olan sevdasının en müşahhas göstergelerinden biri olarak edebiyat tarihimizde yerini aldı.” diye konuştu.

Panelin sonunda bir konuşma yapan Atatürk Üniversitesinin emekli akademisyenlerinden Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu’da merhum D. Mehmet Doğan’ın önemli bir mütefekkir olduğunu söyledi.

Program konuşmacılara verilen plaket ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

3-140.jpg

Bu haber toplam 403 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim