Yazarlar Birliği kurucuları bu şartlarda Mehmed Âkif’i İstiklal Marşı’nın yazıldığı Taceddin Dergâhı’nda anmayı kararlaştırıyorlar.
27 Aralık 1978’in sisli dumanlı Ankara sabahında İstiklâl Marşı’nın yazıldığı Taceddin Dergâhı’na doğru yürüyen şairler, yazarlar uzun sürecek bir başlangıcı müjdeliyor. Onlar Taceddin Dergâhı’na doğru ilerlerken ellerinde müze malzemeleri ile üniversite görevlileri de Taceddin’e doğru yol alıyor.
Gerçi Mehmed Âkif Müze Evi Hacettepe Üniversitesi tarafından 1974 yılında açılmış, ama sürekli açık tutulamıyor. 80 darbesine giden süreçte şehrin sokakları çatışma alanı. Taceddin Dergâhı yeterince korunamıyor, bu yüzden orijinal müze eşyası depoda saklanıyor. Yazarlar Birliği’nin talebi üzerine 27 Aralık gününe mahsus olma üzere bina temizlenip açılacak…
Bina temizlenmiş ama bazı camlar kırık…
İşte o gün, Taceddin Dergâh’ında belki de 50 küsur yıldır ilk defa Kur’an sesi duyuluyor. Kur’an şairi böylece anılmaya başlanıyor. O günden bugüne değişmeyen bir başlangıç bu…
Orada bulunanlar kısa konuşmalar yapıyor…
Bülbül şiiri okunuyor…
Kur’an tilaveti ve dua ile bu mütevazı anma tamamlanıyor…Dergâh Kur’an’la, dua ile buluşuyor, milletin şairi Kur’an’la, dua ile anılıyor.
Yazarlar Birliği’nin başlattığı bu gelenek bu sene 42. Yılında.
Değerini yaşatamayan değer kaybeder! Değersizler gerçek değerlerden korkar!
Mehmed Âkif ve İstiklâl Marşı 1980’lere yaklaşırken solun ve sağın hücumuna maruz büyük değerlerimiz idi. Yazarlar Birliği bu toz duman arasında hakkı teslim etmek için yola çıktı. Şerit değiştirmeden yoluna devam etti.
28 Şubat, Âkif’e saldırıların resmi mihraklardan yapıldığı bir dönem. Türkiye Yazarlar Birliği herşeye rağmen Mehmed Âkif’i savunmayı sürdürdü. “Âkif’e saldıran unvanlı da olsa, rütbeli de olsa milletten gereken cevabı alır” dedi.
Bugün de Âkif’in değerini takdir edemeyen değerden yoksundur diyerek yola devam ediyoruz.
“Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir” diyen aziz şairimizin hatırasını yaşatıyoruz.
Vefatının 44. Yılında Mehmed Âkif’e rahmetler diliyoruz.
Hareket dergisinin 1979 Mart sayısında Yazarlar Birliği’nin Taceddin Dergâhı’nı ziyaret haberi:
Aynı günlerde Yazarlar Birliği, 27 Aralıkta İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif’i anmak için Kültür Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi nezdinde teşebbüslerde bulundu. Hacettepe Üniversitesi’ne yapılan müracaatta, Mehmet Âkif’in Millî Mücadele sırasında ikâmet ettiği ve sonradan müze haline getirilen Taceddin Dergâhı’nın ziyarete açılması ve burada Yazarlar Birliği’nin ilmi bir anma semineri yapmasına müsade edilmesi talep ediliyordu. Kültür Bakanlığı, kendi vazifesi olan böyle bir iş için herhangi bir şey yapamadıklarını belirten bir aciznâme ile cevap verdi. Hacettepe Üniversitesi ise, Dergâh’ın ısıtılamadığından seminer için uygun olmadığını, ancak, anma günü dernek ilgililerine açılabileceğini bildirdi. Bu yüzden Birlik ilgilileri, anma seminerini başka bir salonda yapmak için faaliyete girişti. 27 Aralık akşamı bir sinemada yapılmak üzere bağlantı kuruldu. Konuşmacı olarak M. Akif İnan (Mehmed Akif’in sosyal nizam anlayışı), S. Hayri Bolay (Devrinin fikir hareketleri içinde Mehmed Âkif - Tevfik Fikret çatışması), Hidayet Nuhoğlu (Mehmed Akif’in şiirlerinde dil) ve D. Mehmed Doğan (M. Âkif Ersoy’un Millî Mücadele vaazlarında dünya siyasî ortamı ve Türkiye’deki mücadelenin karakteri) katılacakları program, sıkıyönetimin ilanı üzerine yapılamadı. Ancak, 27 Aralık sabahı, Taceddin Dergâhı’na giden Yazarlar Birliği ilgilileri, Mehmed Âkif’i andılar, ruhuna Fatiha okudular.
Mehmed Âkif Müzesi» olarak restore edilen Taceddin Dergâhı’nın içler acısı halini gördüler. Değerler kargaşasının her kesimde hâkim olduğu toplumu- muzda. Mehmed Âkif Müzesi, açılamıyor, ancak müracaat üzerine müze eşyaları, kısa bir süre için getirilip konuyor, işi bittiğinde, Üniversitenin mahzenlerine kaldırılıyordu. Birlik mensupları. «Seyyar Mehmed Âkif Müzesi’ni» içleri burkularak seyrettiler.
27 Aralık 1978 Taceddin Dergâhı... Soldan üçüncü İsmail Hacıfettahoğlu, Fatih Yurdakul, D. Mehmet Doğan, M. Cemal Çiftçigüzeli, Ali Çorlu.
27 Aralık 1978 Taceddin Dergâhı: Yahya Akengin, Necmettin Turinay, D. Mehmet Doğan, M. Cemal Çiftçigüzeli, Beşir Ayvazoğlu, Ali Çorlu.
1980'lerin başında Teceddin Dergâhı'nda mütevazı bir anma: resimde tanınanlar:
İsmail Hacıfettahoğlu, Fatih Yurdakul, D. Mehmet Doğan, Mesut Uçakan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.