Öyle ki bazı dönemlerde sığınmacılar üzerinden oluşan toplumsal hareketlilik, kısa sürede manipüle edilebilir bir vaziyet almakta ve bir güvenlik sorununa dönüşebilmektedir. Zaman zaman Batı’daki popülist ve aşırı sağ siyasetin argümanları ile tartışılan bu konunun ne denli önemli olduğu Kayseri ve sonrasında Türkiye’nin muhtelif yerlerinde cereyan eden taşkınlarla daha açık biçimde görüldü.
Sosyal medyanın yeterince regüle edilmemiş yapısı ve manipülatif içeriklere kolayca alan açması bu taşkınların yayılmasında doğrudan etkili olabilmektedir. Bireysel adi bir suçu bahane ederek sokağı manipüle eden insanların bir ırka mensubiyetleri nedeniyle onların yaşam alanlarına yönelik mütecaviz hareketleri ve tedhiş eylemleri öncesinde yoğun bir sosyal medya dezenformasyonu olmakta ve kitleler bu yolla galeyana getirilmektedir. Hiç kuşkusuz konunun istihbari yönü ve eylemlerde yer alanların motivasyonları üzerine bir tartışma yapılabilir. Fakat her ne olursa olsun bu tür hadiseleri kitlesel bir eyleme dönüştürme ve Türkiye’nin güvenliğini riske edebilecek bir ortamın tesisi her an için mümkün olabilmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.