Modern devlet pratiklerinin her gün sürekli acımasızca yaşandığı Ankara gibi yerde mert bir o kadar da nazik, ahlak abidesi aziz bir büyüğümdü.
2005 yılı Ankara soğuğunda Taceddin Dergâhı önündeyiz. Mehmed Akif, İstiklal Marşı, Taceddin Dergâhı ile dertlenmek o günlerde çok çetindi, protokol bugünkü gibi değildi. Dergâh Hacettepe Üniversitesinin bin bir zorluk çıkardığı bir yerdi ve durumu haraptı. Sağ olsun Uğur Eleman abi ile birlikte toplantıya katılmıştık. Mehmet ağabeyi ilk kez orada görmüştüm. Mert, sözünü esirgemeyen duruşu ve üslubuyla dikkatimi çekmişti. 2007 yılma dek oradaki toplantılara katılmıştım, o soğuktan dolayı iki kez hastalandığımı hiç unutmuyorum ama Mehmet ağabey dirayeti, yakın takibi çok şükür oranın Altındağ Belediyesine tahsisi ve restorasyonuyla bambaşka ve hakkettiği bir çehreye dönüşmüştü.
Mehmet ağabeyle birebir tanışmam İlim Yayma Cemiyetinin yurdunda oldu sanırım. Safahat Okumaları düzenleniyorduk. Aynı zamanda da Türkiye Yazarlar Birliği'nin ekinliklerine Yavuz Ertlirk ve Halit Çelikyön ile katılıyorduk. Mehmet ağabey, Akif ve Safahat ile özdeşleşmiş biriydi. Büyük şair Akif'i daha da çok sevmemiz onun vesilesi iledir. Batılılaşma İhaneti eserini de o yıllar okuduğumu hatırlıyorum.
Üsküp'ten apolitik ve esnaf bir ailenin çocuğu olarak Ankara'ya ilk vardığımda çok az şeyden haberdardım. Ankara Mülkiye yıllarım modernleşme tarihimizi, Cumhuriyet Türkiye'sinde olup biteni büyük isimlerin tartışmaları ve okumalarıyla öğreniyor, tartışıyordum. Mehmet ağabeyin bu konulara bakışı hiç şüphesiz güçlü bir geleneğin nazarlarının dışavurumuydu.
Mehmet ağabeyi daha yakından ise 2008 yılında "50 yıl sonra Yahya Kemal Üsküp'te" Bilgi Şöleni vesilesiyle oldu. 50'ye yakın akademisyen, şair ve edebiyatçının katıldığı programı memleketimde yakından takip etmiş ve süreçte yer almıştım. Ondan sonra Mehmet ağabey ile irtibatımız hep devam etti. Maillere, mesaj kutularıma, mesajlarıma bu vesileyle tekrar baktım 2013-2017 arası dışında irtibatımızın hep devam ettiğini gördüm. 2009'da Mehmet Akif Ersoy konulu bir programı Üsküp'te nasıl düzenleriz, TYB'nin Yazar Okulunu Üsküp'te nasıl uygularız gibi konulan konuşmuşuz. 2010 yılında TYB'nin "Şehir Tarihi Kongresi üzerine dertleşmişiz, 2011 yılında ise ' Milli Mücadele ve İstiklal Marşı Bilgi Şöleni'nde yer almamı ısrarla talep etmişti. 2017'den itibaren ise Üsküp'e dönüşüm Fettah Efendi Eğitim ve Düşünce Derneği kurmamızla beraber ilişkimiz çok daha yakın olmuş. Bu sayede kendisini daha da yakından tanıma fırsatım oldu.
2018 yılında "Edirne'den Mostar'a Kültür Kervanı" programı için Üsküp'te Suluhan'da karşılaşmış muhabbet etmiştik. 2021 yılında "İstiklal Marşı’nın 100 yılı ve Mehmet Akif Bilgi Şöleni" için uzunca yazışmış ve Mehmed Akif ile Fettah Efendi irtibatını irdeleyen bir makaleyi kaleme almamı ısrarla talep etmiş ve başarmıştı. 2021 yılında Fettah Efendi'nin şiir defterlerine ulaşmamızla birlikte ise hastalığına dek daha yoğun çalıştığımız bir iki yıl geçti. Fettah Efendinin Mehmet Akif'e dair şiirleri ve ona olan muhabbeti ortaya çıktıkça Mehmet ağabeyin konuya sahiplenmesi de daha artmıştı. Kitapların neşredilmesinde hem her yardım etti hem de hep cesaretlendirdi.
2021 yılının Nisan ayında "Bir Vatan Şairi Fettah Efendi" çevrimiçi panelinde yer aldı ve konuya muazzam bir perspektif verdi. 2021 yılının Ekim ayında ise Üsküp'ün ilim, kültür ve edebiyat çevrelerinde bir başka deyişle kültürel hafızasında büyük bir yere sahip olan Abdülfettah Rauf'un ilk şiir kitabını 60 yıl sonra yayınlamış ve tanıtımını gerçekleştirecektik. Mehmet ağabeyin bu toplantıda ver almasını çok arzuladım, birkaç kez ısrar ettim. Tabi Covid-19 salgını günleriydi doğal olarak ikimiz de endişeliydik. Sanırım iki yıldır Türkiye içerisinde bir veya iki etkinliğe katılmıştı fakat bu davet Fettah Efendi ve Mehmed Akif davetidir diyerek sağ olsun programa iştirak etti. Türkiye'de Fettah Efendi'ye bu denli sahip çıkan, yazan en önemli entelektüel idi. Mehmed Akif sevgisi, Fettah Efendi ve Mehmet Doğan ağabeyi buluşturmuştu. Üsküp'e iner inmez benden talep ettiği şeye şaşırmış ve sevinmiştim. Onlarca büyük ismi Üsküp'te ağırlamıştım, kendisi hepsinden farklı olarak Fettah Efendi'nin kabrine gidelim, selam verelim, Fatiha okuyalım demişti. Fettah Efendi'nin kabriyle birlikte Kadı Baba türbesini de ziyaret etmiştik. Tarih, gelenek, kültür, miras öncü kişiler, süreklilik gibi sürekli konu ettiğimiz kavramların ve olguların bir şahsiyetin eylemlerinde görünür olmasından çok etkilenmiştim.
Bu vesileyle Mehmet Ağabeyle çok yoğun bir iki gün geçirmiştik. Türkiye Yazarlar Birliği Kızılay binasından, Türkçeye, kültürel ve siyasal hayattan Kemalizm'e, İslamcılığa ve Türkçülüğe, Balkanlardan Orta Asya ve Kafkaslara, Mehmet Akif'ten Yahya Kemal'e ve Sezai Karakoç'a, Necip Fazıl'dan İsmet Özel'e, Mehmet Fikri'den Aliya Izzetbegoviç'e, Ataullah Kurtiş'ten Mustafa Sabri Efendiye kadar birçok konuyu konuşmuş, kendisinin hatırlarını dinlemiştim. Üsküp'ün meşhur âlimi Ata Efendi'ni torunu Ataullah Kurtiş ile Murat Paşa Camii'nin karşısındaki çay ocağındaki muhabbeti de asla unutamıyorum. Ataullah Kurtiş'in hikâyeleri ve esprileriyle Mehmet ağabeyin o meşhur ciddi kişiliğinin arkasında neşeli, güler yüzlü halini de görmek nasip olmuştu. Ezcümle iki günlük ziyarette imanına, duruşuna, medeniyetimize olan sarsılmaz inancına derinlemesine şahit olmuştum.
Mehmet Ağabey ile son görüşmemiz 2023 yılının haziran ayında gerçekleşti. Türkiye Yazarlar Birliği ile ortaklaşa İstanbul'da "60. Ölüm Yıldönümünde Fettah Efendi Sempozyumu" düzenlemiş, Mehmet ağabey açılış panelinde yer almıştı. Mustafa Sacid Öztürk ile kendisini Sabiha Gökçen'den araba ile almış TYB'nin İstanbul Sultanahmet'teki şubesine götürmüş aynı şekilde dönüş için de İstanbul havaalanına bırakmıştık. O görüşmenin son görüşme olacağını düşünmemiştim, birçok etkinliği ortaklaşa yapacağımıza dair büyük bir inancım vardı. Birkaç kez mesajlaşmış rahatsızlığından bahsetmiş daha iyi olduğunu ifade etmişti. Mahmut Bıyıklı abi ile de süreci takip ettim ama son üç dört ay kendisi ile herhangi bir irtibatım maalesef olmadı. Vefat haberi aldığımda ailemin çok yakın bir ferdinden ayrılmış gibi hissettim.
Balkanlarda yaşadığımız en büyük imtihan büyük göçlerle eşrafımızı, âlimimizi, sanatkârımızı kaybetmemiz oldu. Bizim topraklar medeniyetimize büyük değer kattı, büyük isimleri yetiştirdi. Mehmet ağabey bana hem kaybettiklerimizi hem de yeniden neleri inşa edebileceğimizi bizzat gösterdi. İnşallah hayatım boyunca Mehmet Akif, Fettah Efendi, Mehmet Doğan ilişkisini Rumeli ve Anadolu ilişkisinin tezahürü olarak görüp her daim var gücümle bunu ete kemiğe büründürmek için yollarda olacağım.
Aziz ağabey; Balkanlarda her daim hayırla yâd edileceksiniz... Allah mekânını cennet eylesin. Âmin
AY VAKTİ / 212. SAYI / 61-62
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.