Bir olayı veya bir nesneyi ya da bir olguyu analiz ederken herkes bulunduğu pencereden, kendi zaviyesinden bakarak ya da kendi ilim dalının bakış açısını esas alarak değerlendirmesini yapar. O değerlendirme, sahibinin gerçeğidir. Bu mutlak gerçeklikten ayrı göreceli bir gerçekliktir. Bana göre, sana göre, ona göre olan bir gerçeklik, göreceli/ izafi gerçekliktir.
Batman’ın konumunu değerlendirirken, kuzey, güney, doğu ve batı olmak üzere dört yönden noktalar tayin edelim. Her bir noktaya bir kişiyi konumlandıralım. “Batman nerede duruyor?” sorusunu soralım. Kuzeyde duran kişiye göre Batman güneyde duruyor. Güneydekine göre kuzeyde, doğudakine göre batıda ve batıdakine göre doğuda duruyor. Peki hangisi doğru söylüyor?
Göreceli gerçeklik
Göreceli gerçekliğe göre, dördü de doğru söylüyor. Çünkü, dördü de bulundukları yerden bakınca dedikleri doğru çıkıyor. Bir de şöyle bakalım: Batman ve bu dört kişi sabit duruyor. Ancak uzaydan bakıldığında, uzaydaki gözlemciye göre Batman ve dört kişi uzayda hareket halinde. Dolayısıyla herkes bulunduğu yerden olayları, olguları, nesneyi, eşyayı ve evreni değerlendirir. Farklı sonuçların çıkması bu yüzdendir.
Devamı: https://irfandunyamiz.com/ilmi-irfani-hikemi-bakisa-ulasabilmek-semsettin-dursun/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.