Kitabın önsözünde “Hayli zamandan bu yana gerek son otuz beş yılımı yaşadığım Bursa gerekse gezip dolaştığım yerli ve yabancı şehirler üzerine düşünüyor ve yazıyorum. İçimdeki şehir sevdası yeni değil. Hiç köylü olmadım. Köy hayatı yaşamadım. Böyle bir hayata özenmedim.” diyor.
Kitapta ülkemizin şehirleri yanında, Mengüşoğlu’nun çeşitli vesilelerle gördüğü dünya şehirleri ile ilgili yazılar da yer alıyor. Kendi ifadesiyle Kars ve Siirt dışında Türkiye’nin bütün şehirleri görmüş.
Kitabın giriş kısmında yol hazırlığı mahiyetinde sanatın kaynağı, sanat olarak mimari konuları üzerine görüşler ortaya konuluyor. Yine girişte “şehir ve ben” başlıklı bölümden sonra “Arkamda kalan şehirler” başlığı altında çok fazla bulunmadığı ve yeterince tanımadığı şehirleri kısa değiniler şeklinde anlatıyor. Girişin ikinci bölümünde ise “Şehir, medinenin ikiz kardeşi” başlığı altında şehir medeniyet ilişkileri ele alınıyor.
Mengüşoğlu “Şehrin kilidini aşmak” başlıklı birinci bölümde şehir üzerine tefekküre devam ediyor. “Meskenimin şehirleri” başlıklı ikinci bölümde şair şehirlerini anlatmaya başlıyor. Tabii olarak, doğduğu çocucukluğunun geçtiği Malatya ve Harput’la başlıyor. Diyarbakır, İstanbul, Sivas gibi şehirlerle ilgili yazılar bilhassa dikkat çekiyor. 3. Bölümde ise yurdışındaki şehirlere ayrılmış. Prag, Viyana, Üsküp, Tahran, Kazan (Tataristan), Bağdat ve Starzburg bu bölümde anlatılan şehirler.
Son bölüm “Şehrin boğazında kilitlenen”. Yazarın bu bölümdeki hikâyesi adeta nefes kesiyor: “Halep’ten Harput’a bir kutu baklavanın öyküsü.” Harput’ta başlayan bir aşkın Halep’teki görünümünden günümüz Haleb’in zalimce tahrib edilmesine varan güzel bir metin.
Şehir Yollarında Bir Şair Gezgin, güzel üslubu, yazarının şehirle ilgili ilgi çekici fikirleriyle mutlaka okunması gereken bir kitap.
(Okur Kitaplığı: info@metamorfozyayincilik.com, 0212 5224505)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.