Ensar Şahin konuşmasında, Seyyid Kutub’un doğduğu tarih olan 1906 tarihinden itibaren İslam dünyasında yaşanan süreçleri anlattı. Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesinden sonra, Müslüman alimlerin ve düşünürlerin batılıların emperyalist ve sömürgeci faaliyetlerine karşı çeşitli alanlarda mücadeleye başladıklarını, Seyyid Kutub’un da hayatının gençliğinin ilk dönemlerinde sosyalist düşüncelere yakın olduğunu fakat daha sonra batıya özellikle de Amerika’ya yaptığı gezilerde gördüklerinden sonra bu düşüncelerinin tamamen değiştiğini anlattı. Mısır’da dönemin darbeci askerleri tarafından bir dönem özellikle takip edilen ve desteklenen bir şahsiyet olmasına rağmen daha sonra bu durumun tamamen değiştiğini ve görüşlerinden ve yazdıklarından dolayı birçok kez tutuklanarak yaşamının yaklaşık 15 yılını cezaevinde geçirdiğinin altını çizdi.
Ensar Şahin, Seyyid Kutub’un edebiyat ve düşünce alanında birçok eser kaleme aldığını ifade etti. En önemli eserinin ise, 1952 yılında yazmaya başladığı Fizilalil Kur’an isimli 16 ciltlik tefsir kitabı olduğunu belirtti. Bu eserinin bir bölümünü hapisteyken yazdığını da belirten Şahin, Seyyid Kutub’a yöneltilen eleştirilerin onun hayatının ve eserlerinin bilinmemesinden ve anlaşılmamasından kaynaklandığını ifade etti. Seyyid Kutub’un düşüncesinin İslam ülkelerinin birçoğunda izler bıraktığını bu izlerin günümüze kadar devam ettiğini belirtti. Seyyid Kutub’un yollarının bir süre İhvan-ı Müslimin hareketi ile kesiştiğini bu hareketin gerek Mısır’daki gerekse diğer İslam ülkelerindeki takipçilerini etkilediğini vurguladı. Seyyid Kutub’un hayatının büyük mücadelelerle geçtiğinin altını çizen Ensar Şahin, Kutub’un özellikle İslam toplumlarının Kur’an ilkelerinden yola çıkarak toplum yapılarını şekillendirmeleri gerektiğine inandığını, seküler bir anlayışın Müslümanlar için kabul edilemez bir düşünce olduğunu sürekli vurguladığını ifade etti. Bu ve benzeri görüşlerinden dolayı özellikle de Yoldaki İşaretler isimli kitabında altını çizdiği ilkelerinden dolayı zamanın Mısır idarecileri tarafından sürekli takibata uğradığını ve birçok defa hapse girdiğini belirtti.
1966 yılında da, yazdıkları ve söylediklerinden dolayı Mısır hükümetine tehdit oluşturduğu gerekçesiyle yargılanıp idama mahkum edildiğini ve 29 Mayıs 1966 tarihinde idam edildiğini ifade etti. Mısır devlet başkanı Cemal Abdunnasır' dan özür dilemesi halinde idam edilmeyeceğinin söylenmesi üzerine "Haklı olarak mahkum ediliyorsam ben Hakkın hükmüne razıyım. Haksız yere mahkum oluyorsam batıldan merhamet dileyecek kadar alçalmadım." diyerek davasının şahsi değil, Hak davası olduğunu canıyla ispat etmiştir. Ensar Şahin, Seyyid Kutub’un büyük mücadelelerle dolu ömrünün haksız bir şekilde idamla noktalandığını belirterek, Seyyid Kutub’un yazdığı ve savunduğu görüşlerle hala İslam dünyasında etkisinin devam ettiğinin altını çizdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.