Mesela, "Ocak" öyküsü Türkçe'nin nirvanasıdır.
Sadece öyküleri ve romanlarıyla değil ufuk açıcı eserleriyle de düşün hayatımıza çok kıymetli eserler vermiştir.
Henüz orta mektep sıralarındayken, müstear isimle (Gaffar Taşkın) Yeni Devir'de yazdığı köşe yazılarının müptelası olmuştum. Aramızdan ayrıldığı 2022 yılına kadar da ne yazdıysa okudum.
Kardeşim Ahmet Kekeç'in kabrini ziyaret ettiğimde mutlaka Rasim abinin de başucuna gider duamı ederim.
Demem o ki her daim rahmet ve minnetle anarım.
Fakat aynı Rasim abi, 1991'deki Körfez Savaşı'na ABD'nin safında bizzat katılmamızı (tıpkı Özal gibi) savunmuştu. Hatta, bu düşüncesini bir gezimizde bizzat kendisinden de dinlemiştim.
Yanlış anlaşılmasın, ABD'yle birlikte Irak'a girme düşüncesi ABD sevdasından kaynaklanmıyordu. Tam aksine, ABD-Batı karşıtlığı tüm eserlerinin odak noktasıydı.
ABD'nin Ortadoğu'yu dizayn edeceğini, yeni denklemde yer almak için ABD'yle hareket etmemiz gerektiğini, yoksa gelecekte çok büyük zarar göreceğimizi düşünüyordu.
Devamı: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2024/10/30/ne-olur-anla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.