Kontrolden çıkan kimi cemaat ve tarikatların istismara açık olduğunu ve istismar edildiklerini yaşayarak gördük.
En son örneği Hizmet Hareketi diyerek başta eğitim olmak üzere değişik alanlarda faaliyet gösteren ama neticede yabancı istihbarat örgütlerinin maşası olduğu ortaya çıkan FETÖ'dür.
Eğitim alanındaki başarılarıyla -bu başarıları soruları çalarak elde ettikleri sonradan ortaya çıktı- toplumun her kesiminin güvenini kazanan hareket, faaliyet alanını genişletti ve medyada, bankacılıkta, STK'larda ve bürokraside ülkenin kılcal damarlarına kadar sirayet etti.
Bu hareketin bir ihanet şebekesi olduğunu iki kişi açıktan ilan etmişti. Biri rahmetli Erbakan hoca diğeri de kadir Mısıroğlu'ydu.
İkisinin bu örgüte karşı söylemleri Milli Görüş camiasını bu cemaatten uzak tuttu. Cemaat de Milli Görüş camiasına hep tavırlı oldu.
Hablemitoğlu gibi cemaat hakkında benzer tespitler yapanları bütün dindarlara karşı aynı tavrı sergiledikleri için doğrusu biz ciddiye almadık.
İslami hassasiyet sahibi olduklarını iddia eden bu cemaat mensupları, ağabeylerinin emir ve tavsiyelerini İslami ilkelerin üzerinde tutarak irade sahibi olmadıklarını biliyorduk.
Ancak akademik kariyer yapanların bile ikna olmadıkları halde yukardan gelen emirlere tabi olduklarını gördük!
Tayyib beyin belediye başkanı seçildiği 1994 yerel seçimlerinde doktora yapan -şu anda profesör ve yurt dışında!- cemaat mensuplarından biriyle seçim öncesi uzun bir müzakere yaptık.
Devamı: https://www.star.com.tr/yazar/darbeye-darbe-yazi-1881273/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.