Yazar Recep Seyhan Ağabey Gazze’nin yakıp yıkıldığı günlerde ebedi aleme göç etti. Dünyanın yaşadığı kaosa Müslümanların uğradığı korkunç zulümlere daha fazla dayanamadı.
Sessiz sedasız göçtüğü memleketi Taşova’dan yine aynı sükûn içerisinde ahiret yurduna geçti.
Ömrü gurbet ellerde Seyhan son yıllarını doğup büyüdüğü kırlarında oyunlar oynadığı köyünde geçirdi.
Çocukluk hatıralarıyla yeniden yüzleştiğini geçmişin izlerinin peşini sürdüğünü söylemişti.
Telefon konuşmalarımızda yaşlı ve hasta annesinin sağlık durumunu anlattıktan sonra heyecanla yazdığı ve yazmayı düşündüğü eserlerden ve yazılardan bahsederdi. Benim aklımda Recep Seyhan hep bu bitimsiz heyecanıyla kalacak.
Edebiyat sevgisi onda bir yaşam biçimine dönüşmüştü. Hayatının her zaman merkezinde yazmak vardı.
Ömrün sınırlı olduğunun bilinciyle bir an önce kendisine ilham olunanları kaleme dökme telaşındaydı.
Bu açıdan baktığımızda son yıllarını oldukça verimli geçirdi. Dergilerde düzenli olarak göründü. Kitapları yayınevlerince basıldı.
Kendine has bir okuyucu kitlesi oluşturdu. Çevresinde kendi birikiminden beslenen genç yazarlar hiç eksik olmadı.
Öğretmen kökenli olduğu için öğretmekten hiçbir zaman geri durmadı. Emeklilik yıllarında da gurur kibir yapmadan isteyen herkesle bildiklerini paylaştı.
Yazısını gönderenlerin yazılarını inceledi, kitaplık çapta dosyası olanların dosyalarına vakit ayırdı.
Devamı: https://www.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3365043-recep-seyhanin-ardindan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.