“Oku” sözü ıstırap içerisinde kıvranan insanın, karanlık ve nadan aleminde adeta bir milat oldu. Yeni bir çağın muştuları yayıldı tüm kâinata bir sözle. Ve üzerinden binlerce yıl geçmiş olmasına karşın hâlâ Müslümanlar için bir pusula gibi “Oku” sözü.
Bir söz bazen bir milat olur. Bir çağı kapatır ve yeni bir çağı başlatır. Mesela; “Ya ben İstanbul’u alırım ya da İstanbul beni alır” sözü gibi. Yürekten söylenen, ardına düşülen ve eyleme dökülen sözler hakikat olur. Bütün imkânsızlıkları imkâna dönüştürür, bir çağı açar ve bir çağı kapatır; bir söz.
An olur yaşama an olur ölüme ferman olur bir çift söz. Yunus Emre’nin ifadesiyle;
“Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı
Söz ola agulu aşı balıla yağ ide bir söz”
İnsan, sadece başkaları için değil kendisi için de bir söz ile bir milat başlatabilir. Mesela Necip Fazıl Kısakürek üstadımızın; “Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum” sözü bir milat değil midir? Kendi ömründeki o büyük milat ve derin kırılma, daha güzel nasıl ifade edilebilirdi.
İnsanın yaşamak macerasında daha nice sözler söylenmiştir. Dahası hiçbir söz boşuna söylenmemiştir. Sözler de muhatabını arar ve bulur. Tıpkı insanın nasibini arayıp bulması gibi. Sözler de sahibini arar ve bulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.