Türkistan diyarından -doğal afetler, kıtlık, iç çatışmalar ya da Çin baskısıyla- batıya yürüyen Türklerden bir kısmının Horasan’da yerleşmeleriyle Sind, yeni Müslüman olmuş Türk kavimlerinin fetihlerine de kuzeyinden açık hale gelmiştir. Müslümanların buraya ayak bastıkları ilk yıla göre üç yüz yıl sonrasında büyük oranda Gazneliler’in mülküne giren Sind, aynı zamanda coğrafi planda ait bulunduğu Hind kıtasının fethi için de giriş kapsısı olmuştur.
Bîrûnî’nin Tahkîk’i, öncelikle Sind’den Hint’e geçecek olan fatihlere buranın dini-felsefî bilgilerini öğrenmeleri için temel oluşturması bakımından önemlidir. Ama elbette Bîrûnî mezkur eserini bu maksatla yazmadığı gibi, fetihler de onunla gerçekleşmemiştir. Ancak onun sayesinde bilgi ile fetih arasında ayrılmaz ilişki kurulmuş, diğer bir söyleyişle fatihlerin sefer yolu Müslüman alimlerin eserleriyle aydınlatılmaya başlanmıştır. Böylece fetihlerin Müslüman alimlerin kaydî keşiflerini, bu kaydî keşiflerin de fatihleri harekete geçirmesi gibi çift yönlü bir bağ ortaya çıkmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.