İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırıma karşı bölgedeki Arap ülkelerinin tepkisiz kalması ve ABD başta olmak üzere Batı'nın tüm gücüyle destek vermesi sonrası İsrail'in durmayacağını daha önce bu köşede defalarca okumuştunuz.
Zaten hâli hazırda radikal, işgalci, Siyonist bir yönetime sahip olan İsrail kendisini durduracak caydırıcı bir tepkiyle karşılaşmadıkça neden durmak zorunda hisssetsin ki?
Savaşı bölgeye yaymak istediğini daha önce İran'a defalarca saldırarak göstermiş İsrail, İran'dan da caydırıcı bir misilleme görmeyince bölge ülkelerine başıboş bir şekilde saldırmak ve işgal etmek için sıradaki hedeflerine yönelmiş durumda.
İsrail bunu zaten saklama ihtiyacını bile hissetmiyor. "İşaya kehanetleri"nden "arz-ı mevûd" söylemlerine kadar bizzat en üst düzey İsrail yetkililerinin kullandığı radikal teopolitik terminoloji bunu gösterdiği gibi Netanyahu'nun oğlunun yayınladığı "Büyük İsrail" haritaları da bunu açıkça ilan ediyor. O kadar ki bu haritalarda Ürdün, Lübnan, Suriye, Mısır, Irak, Filistin "Büyük İsrail" içerisinde gösterilirken İran ve Suudi Arabistan'ın da bir kısmı dâhil ediliyor. Dahası Türkiye'nin de üçte biri, Kayseri ve Sivas'a kadar bu sözde "Büyük İsrail"in parçası olarak gösteriliyor.
Bütün bu niyetlerin ilanından sonra da İsrail bugünlerde katliamlara ve işgallere Lübnan'da devam ediyor. Lübnan'da da Gazze'de yaptığı gibi sivil katliamlarına başlayan İsrail, Lübnan halkına ülkenin güneyini boşaltmasını söylüyor. Tıpkı Gazze'de önce Filistinlilere Kuzey Gazze'yi boşaltmasını söyleyip sonra Gazze'nin güneyini de yakıp yıktığı gibi aynı süreci Lübnan'da da uygulayacağı görünüyor.
Seçim öncesi her ikisi de İsrail yanlısı olan ABD başkan adaylarınınsa bu süreçte İsrail'i bırakın durdurmayı yavaşlatması bile söz konusu görünmüyor.
Devamı: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/oguzhan-bilgin/karamsar-bir-/haber-1507626
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.