İyi ki vardır onlar.
Maarifin Sesi sitesinin kuruluş aşamalarında siteyi nasıl geliştirir, maarif davamıza ne gibi katkılar sunabiliriz derdine düştüğümüz zamanlarda kıymetli ağabeyim Memiş Okuyucu’ya ekibi toplayın Bolu’ya gelin de sizlere bulgur pilavı yapayım demiştim.
O da D. Mehmet Doğan hocam ne zaman müsait olursa o zaman geliriz, dedi.
Ankara’dan, İstanbul’dan sökün ederek…
Doğal olarak programın öznesi D. Mehmet Doğan ağabey.
Hiç unutmam İstanbul’dan gelen hocalarımızdan bir tanesi İstanbul’a dönene kadar birkaç kez pilav tarifini sordu mesajla.
Türkler Viyana’ya kadar bulgur pilavı yiyerek ve mesnevi okuyarak gitti, sözü yabana atılır söz değildi.
Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanına bulgur pilavı yakışırdı.
Nasıl mutlu olmuştu yerken.
Ankara havasına aldanıp Bolu yaylalarına gelince bir de üstüne yağmur yağınca epey üşümüştük.
Ona rağmen hiç durmadan bizleri fikirleri ile beslemeye çalışıyordu.
Biz soruyorduk o cevaplıyordu.
Üşüdüğüne aldırmadan sürekli tebessüm ederek anlatıyor ateşin başında bir yandan da ısınmaya çalışıyordu.
Çok güzel bir gündü hepimiz için.
Hatta köylü bir emmi mantar bulmuş bize ikram etmişti de çeşitlilik olmuştu, o emmiyi de hayırla yâd edelim.
Ateşte pişirip ikram etmiştik misafirlere…
O güleryüzlü hâli gözlerimin önünden gitmez.
Sonra Türkiye Yazarlar Birliği Bolu Şubesinin kuruluş çalışmaları ile ilgili yine bir bulgur pilavı etkinliğine davet etmiştik de fırsat bulamamışlar, bir İstanbul dönüşü misafirimiz olmuşlardı, başkanımız Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan ve beraberindeki kıymetli hocalarımızla birlikte.
Bu sefer ayaküstü sohbet ve istişare fırsatı bulmuştuk.
O gün de D. Mehmet Doğan ağabeyimiz bizlere nasihatlerde bulunmuşlardı.
Bolu şubesinin temelleri bulgur pilavı ile atılmıştı.
Mayasında D. Mehmet Doğan ağabeyimizin sözleri, fikirleri ve mütebessim hâli vardı.
Kafasında ”Koca Osmanlı batılılaşma ihaneti ile nasıl ihanete uğradı?” sorusu vardı.
Her konu dönüp dolaşıp milletimizin büyüklüğüne ve uğradığı ihanete geliyordu.
Derdi büyüktü. Sosyal medya hesabını ne zaman açsam ihanet içinde olanlarla mücadele ederdi.
İhanet ettiğinin farkında olmayan gafillere de tavsiyelerde bulunurdu.
Son günlerine kadar İslâm aleminin derdiyle dertlendi.
Şahitlik ettik.
Allah ebeden razı olsun ondan.
Bize düşen ülkemize ihanet edenleri birer birer deşifre edip onların hayal bile edemeyeceği Yeniden Büyük Türkiye’yi inşa etmek…
Allah rahmet eylesin ve bizleri onunla cennette kavuştursun…
Mustafa Süs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.