Ortaokulda okuyan torunlarımın yazısı berbat. (Artık ortaokul yok, anlaşılsın diye yazdım). Annesine, babasına söyledim, nedir bu dedim; cevaben okullarda artık pek yazı yazılmadığını, yazının güzeline çirkinine bakılmadığını, esas işlemlerin dijitalde gerçekleştiğini; çocukların eğitiminin merkezinde “test çözmek” olduğunu söylediler. Ne yani, dedim “güzel yazı” dersi de mi yok? Ohoo baba, o senin zamanındaymış, dediler.
Vay be!
Hakkında sûre inmiş olan “kalem”, devrini tamamlamış haberimiz yok.
Herhalde zaman sonra öğretmen akıllı tahtaya yazacak, yazı ânında öğrencinin tabletine aksedecek. Defter-kalem, gitti gider.
Oysa biz, ilk mektepte hokka (içinde mürekkep olan, sallansa da dökülmeyen bir kutu) ve kalemle (ucu çelik, sapı uzun bir kalem) ne günler geçirmiştik.
“Harita Metod Defteri” denilen A4 kâğıdı ebatlarında kareli veya yazı için özel çizgili defterlerimiz vardı.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/mustafa-kutlu/kaleme-veda-4655146
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.