- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
- İstanbul10°C▼
- Ankara7°C
- İzmir14°C
- Konya8°C
- Sakarya10°C
- Şanlıurfa12°C
- Trabzon10°C
- Gaziantep10°C
"TERCÜME DİLİ" TÜRKÇE ŞÛRASI SONUÇ RAPORU
Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği, Yunus Emre Enstitüsü ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ile müştereken dilimizin dünü, bugünü ve yarınının konuşulduğu bir Türkçe Şûrası düzenledi.
31 Mart 2022 Perşembe 11:40
26-27 Kasım 2021 günleri yapılan Şûra'ya, dilciler, edebiyatçılar, ilim ve fikir adamları ile hukuk, tıp, eğitim, spor gibi alanlardan konuyla ilgili çalışmaları olanlar katıldı. Şûra'da müzakere edilen başlıklarla ilgili kapsamlı bir rapor hazırlanarak kamuoyuna açıklandı. Bu raporu bölüm bölüm sunuyoruz.
Bu raporda Türkçe Şûrası’nda ele alınan ve müzakere edilen konularla ilgili olarak 11 başlık altında bilgi verilmekte, dilimizle ilgili meseleler ortaya konulduktan sonra çözüm yolları ve yapılabilecekler üzerinde durulmaktadır.
10.Tercüme Dili
Tercüme farklı dilleri konuşan, farklı dillerde yazan insanlar ve toplumlar arasında ilişki ve irtibat kurmanın temel aracıdır. Tercüme sayesinde farklı kavimler, topluluklar, milletler ve kültürler birbiriyle konuşur, iletişim kurar, alışveriş yapar. Tercüme aynı zamanda farklı dillerde oluşan felsefî, siyasî, iktisadî, hukukî, kültürel ve sosyal birikimin insanlığın müşterek hazinesi hâline gelmesine hizmet eder. Doğru irtibat, doğru anlama ve buna dayalı olarak doğru ve sağlam ilişkiler geliştirme, mantık yürütme, muhakeme, değerlendirme, hüküm bina etme ancak doğru ve nitelikli tercüme sayesinde mümkün olur.
Türkçe edebiyat, ne yazık ki tercüme keyfiyeti açısından iç açıcı bir vaziyette değildir. Tercüme eserlerde çok sayıda tercüme hataları, kusurları ve eksiklerine rastlanmaktadır. Tercüme eserlerin itibarını zedeleyen, eserin ve tercüme faaliyetinin kalitesini düşüren eksiklik, hata ve kusurlardan biri, orijinal eserin tamamının değil, bir kısmının çevrilmesidir. Hoşa gitmeyen veya başka amaçlarla gereksiz görülen bazı yerlerin atlanması, kısaltılması veya tamamen çıkarılması, nereden bakılırsa bakılsın affedilmez bir hatadır.
Çeviri eserlerde rastlanan ikinci bir kalite düşürücü unsur, doğrudan tercüme yanlışlarıdır. Öyle ki çevrilmiş metin, mütercimin yetersizliği veya dikkatsizliği yüzünden, açıkça özgün metnin dışında, onunla ilgisiz, anlamı doğru vermeyen, eserin kötü bir tercümesi durumundadır.
Yine tercüme eserlerde sık rastlanan üçüncü bir yanlışlık, kullanılan dilin halkın konuştuğu “yaşayan dil” değil, anlaşılması güç, uyduruk bir dil olmasıdır. Çoğu zaman ideolojik-siyasî gayelerle, yabancı kelimelere Türkçe karşılık verirken sadece sıradan insanların değil, konuyla ilgilenen okumuş yazmış kişiler ve uzmanların bile kullanmadığı, anlamakta güçlük çektiği bir dil kullanılmaktadır.
Tercüme eserlerde görülen dördüncü bir yanlışlık, kaynak metne sadık kalayım derken ölçünün kaçırılıp fazlasıyla “literal” yahut “lafızcı” davranılması, sonuçta “tercüme kokan” motamot bir metnin ortaya çıkmasıdır. “Bu cümleyi ben ana dilimde yazmış olsam nasıl yazardım?” yaklaşımının gözetilmemesi, çoğu zaman kulak tırmalayıcı, zor okunan tercüme metinler ortaya çıkarmaktadır.
Başka bir yanlışlık, konuyla ilgili hatırı sayılır bir teknik, felsefî yahut kültürel birikim gerektiren metinlerin, konuyla ilgisi olmayan, o alanda gerekli asgarî birikime sahip olmadığı için teknik terimlere, kavramlara ve ifâdelere âşina olmayan birinin, boyunu aşacak karmaşıklıkta bir metni tercüme etmeye kalkışmasıdır. Sonuçta teknik kavramlara doğru karşılık vermeyen, ne dediği pek anlaşılmayan, takibi zor bir tercüme metin ortaya çıkmaktadır.
Nihayet bütün bunları tamamlayan bir eksiklik de kendi dili kadar tercüme yapacağı dilin inceliklerini bilmeyen, deyimler, özdeyişler ve atasözleri dağarcığı zayıf, kaynak metindeki uzun cümleleri anlamakta zorlanan, cümleleri bölüp basitleştireyim derken anlam bütünlüğünü bozup metni daha da içinden çıkılmaz hâle getiren, kısaca tercüme yapmaya ehil olmayan yetersiz birilerinin tercüme yapmaya kalkışmasıdır.
Tercümeden maksat anlamaktır, anlatmaktır, aktarmaktır; kaynak dil ile hedef dil arasında, dolayısıyla kaynak kültür ile hedef kültür arasında köprüler kurmaktır; orijinal metni hedef dilde âdeta yeniden inşa etmektir; eseri yeni baştan yazmaktır; kaynak eser kendi dil, kültür ve medeniyeti için ne ifâde ediyorsa, tercüme metin üzerinden aynısını bu defa hedef dil, kültür ve medeniyeti için yapmaktır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.