12 Aralık 2024
  • İstanbul10°C
  • Ankara6°C
  • İzmir15°C
  • Konya8°C
  • Sakarya10°C
  • Şanlıurfa13°C
  • Trabzon10°C
  • Gaziantep14°C

ŞEHİR VE KAN VE GÖZYAŞI

M. Ali ABAKAY

25 Aralık 2020 Cuma 10:22

Ruhunu kaybeden, cesedini canlı hissederken, yaşayan ölüden farksızdır, aslında.

Dost elinden ayak kesilince dünyada dikili ağacı olmayana bir başkasının gölgesinde sıcaklardan korunmak zordur, açıkçası.

Hayata beraber başladıklarımızla yolların bir bir ayrılması, kadere bağlılığın nişanesidir, çoğunun farkına varmadığı.

Göçlerin yola dizilmesinde, memleketten ayrılmanın acısını yürekte hisseden ruhun, geride bıraktığı sevenlerinden ayrılığıdır, kalemi ağlatan.

Nice zamane pehlivanın yaşlılık deminde çaresizliğinin işareti olan ihtiyarlık, son bahar deminin kemale ermesinin nümunesidir.

Hayatın merkezinde insan olmayan yaşantının içinde aşk-sevda terennümlerinde insanın hazan demini yaşaması, varoluşun tekrar dile gelebilmesinin umut kırıntılarıdır, filizlenmesi beklenen.

Yeryüzünde huzursuzluğun insanlığa vermiş olduğu sıkıntılara göğüs germenin savunucusu olanların yitirilmesi, cehenneme döndürülmek istenen yaşantının 'ndan hayatında tükenişinin ayak sesleri biçiminde düşünülürse, bunca ah û enîni yerde mi  kalacak, mazlumların?

Şehirlerde mabetsiz mahaller düşleyenler, insansız yapı topluluklarına sahip olmayı beklerken yağmurun yağmayışına, derelerin kurumasına, tabiatın solmasına ve nebatlarla hayvanatın yok olmasına ne mana verebilir?

Dünyayı kana bulayanların haraca bağladıkları insanlığı çağın köleleri olarak takdimi olan soğuk savaşların dumansız silahları, her şehrin meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında ölümün kol gezmesi misali vasfa sahiptir.

Dünyanın parsel parsel paylaşımına ses çıkarmayanın yok oluşu hızlanırken, var olduğunu sananların nasıl bir sarsılışla devrileceklerini bilmezler mi?

Şehre kan bulaştıranlar, mazlumların gözyaşı selinde boğulması mukadderdir.

Ebabiller tekrar ortaya çıktığı zaman, fillerin sığınacağı yerler olmayacaktır.

Aklı insanı yok etmeye harcayanlar, yok oluşlarının farkında olacaklar mıdır?

Kadr û kıymet bilmek vardı, şehirde, önceleri. Günümüzde şehirde kanla beslenen zulmet temsilcileri, duasına  gözyaşını katan mazlumların direnciyle karşılaştıkça cinnet buhranı içinde yanıp tutuşurken, elinden bir şey gelmeyenlerin gönlünden geçenlere ortak olmayı akıl kârı sananların durumu daha iç karartıcıdır.
 
Elleri havada yorgun olanların duası kabul olunacaktır, elbette. Çünkü dua, onların sığınağıdır. 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.