- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul14°C▼
- Ankara10°C
- İzmir18°C
- Konya10°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa16°C
- Trabzon14°C
- Gaziantep11°C
SALİH TUNA: SURDAKİ VAHŞETİN SEMİYOLOJİSİ

10 Ekim 2024 Perşembe 13:15
"Biraz yatar çıkarsın" algısını tarumar eden yasal düzenlemeler yapılmış olsaydı, ihbar ve şikâyetlerin adamakıllı gereğini yapmayan kamu görevlileri çok ağır bir şekilde cezalandırılsaydı Semih Çelik adlı o psikopat katil, iki genç kızımızı katledebilir miydi?
Soru işareti, yani, tartışılır.
Ama bütün önlemler alınsaydı da yolda yürüyen o masum kızımızın samuray kılıcıyla katledilmesine engel olunamazdı. Bunu tartışamayız.
İçimden geçeni Allah biliyor ya, sizinle de paylaşayım:
Samuray kılıçlı o katil müebbet hapis yerine ibretiâlem olsun diye Edirnekapı surlarında gün boyu sallandırılsaydı da fakir bugün "Surdaki adaletin semiyolojisi" için kelime yaksaydım!..
***
Aynı gün içinde iki genç kızımızı katleden o psikopatın Edirnekapı surlarındaki korkunç finalinin, gösterge ve semboller bakımından bir hayli zengin anlamı var.
Surlar takdir edersiniz ki fiziki olarak tarihin dominant göstergesidirler.
Sınırda olmaları itibarıyla Bizans döneminde savunma vasıtasıydılar. Fatih'in İstanbul'u fethetmesiyle birlikte bambaşka anlam kazanarak yeni bir medeniyetin simgesine dönüşmüşlerdi.
Mezkûr medeniyet de hayattan elini eteğini çoktan çekmiş vaziyette. İzleri kalmış sadece.
Devamı: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2024/10/10/surdaki-vahsetin-semiyolojisi
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.