12 Aralık 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara6°C
  • İzmir13°C
  • Konya7°C
  • Sakarya10°C
  • Şanlıurfa11°C
  • Trabzon9°C
  • Gaziantep9°C

KALA: ŞEHİR YERİNE KENT KELİMESİ İKAME EDİLMEMELİ!

Kala: Şehir yerine kent kelimesi ikame edilmemeli!

23 Kasım 2024 Cumartesi 01:44

Afyonkarahisarda devam eden “Şehir Kültürü Kültürlü Şehir Bilgi Şöleni”nin Kültür, Sanat ve Şehir” temalı üçüncü oturumunu yöneten TYB Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Muhammed Kala, kent-şehir kelimeleri ve şehirlerin kalıcılığı” üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Kalanın konuşmasını aynen yayınlıyoruz.

Şehirlerin sürdürülebilirliği, bedeniyle değil, ruhuyla kaim ve daimdir

Sürdürülebilir şehir meselesi üzerinde konuşuyoruz. Bu meseleyi tartışıyoruz. Şunu ifade edebiliriz; şehirlerin sürdürülebilirliği, istikrarı ve direnci onun bedeniyle değil, ruhuyla daim ve kaimdir. Bedeniyle ekonomiyi, binaları, yolları; ruhuyla kültürü, sanatı ve edebiyatını kastediyorum. Binalar, köprüler ve yollar yıkılabilir ancak kültür, sanat, edebiyat ve fikir ölmez. Biz bunu şehirlere ve ülkelere damga vuran, bedenen ölmüş olsalar bile hâlâ yaşamakta olan şairler, yazarlar, mütefekkirler ve bestekarlar ile görebiliyoruz.

D. Mehmet Doğan şehir kelimesine her zaman vurgu yapmıştır

Budapeşte’ye Sandor Petöfi, Varşovaya Chopin nasıl damga vurmuşsa Ankaraya da esasında D. Mehmet Doğan damga vurmuştur. Oturumlarda onu andık. Rahmet olsun. Bir konuyu hususen dile getirmek lazım. D. Mehmet Doğan, Türkçenin alpereni ve muhafızı idi. Dile çok dikkat ederdi. Bu dikkat şehir ve kent kelimeleri için de geçerlidir.

Kent kelimesinin sözlüklerimizde ve kitaplarımızda şehir yerine kullanılması son derece yenidir. Kent kelimesinin 1955te şehri karşıladığı kayıtlara geçmiştir. Ondan önce kasaba ve hususen köy yerine kullanılmaktaydı. Eski Türkçe de kentten daha ziyade balık ve ordu kelimelerinin kullanıldığı bilinmekteydi. Hem Mütercim Asım’ın Kamusunda hem de Uygur Dili Sözlüğünde bunu rahatlıkla görebilmek mümkündür. Cumhuriyet sonrası uygarlaşma hareketinin Uygurlarla bağlantılı şekilde okunması, Soğdça olan oradan Farsçaya oradan Uygurcaya geçen kent kelimesinin neden tercih edildiğini de izah eder.

Yazarlarımız mütefekkirlerimiz şehir demeyi tercih etti

Yalnız bu kelimenin şehir yerine ikame edilmesi demek, yüzyıllarca ince ince işlenen hafızaya ve hazineye en latif tabirle haksızlık etmek demek olacaktır. 60 yıllık bir hafızaya sahip bir kelime yüzyıllara sari olan şehir kelimesi yerine ikame edilmemelidir. Türkçenin en has şairlerinden Yûnus Emre, Kasdım budur, şehre varam; Feryâd u figan koparam” der, Ankaranın manevi mimarı Hacı Bayram Veli, Negehan ol şara vardım; Ol şarı yapılır gördüm.” der. Türkçenin sırlarını kelimelere nakşederken kenti değil, şehri kullanırlar.

Yine  günümüze yakın büyük edebiyatçılarımız Yahya Kemalin, Mehmed Akif’in,  Ahmed Hamdi Tanpınar’ın, Samiha Ayverdinin de eserlerinde şehri tercih ettiğini görebiliriz. Yani şehrin yerine kent kelimesi ikame edilebilir değildir. Bunu şehir üzerine düşünenler olarak tartışmaya bile açmamamız gerekir esasında. Bir de After Virtue eserinin başında Alasdair MacIntyre, yıkıcı bir manzaradan bahseder. Bu manzarada yıkanlar ve yapamayanlar vardır. Yakın tarihimizde de yine yıkanlar ve yapamayanlar söz konusudur. Şehre dair meseleleri çözmek için yıkanlar ve yapamayanlar samimi olarak bir araya gelmeli, yıkılanın neden yıkıldığı, yapmak için nereden, nasıl başlamak gerektiği meselelerini ortak bir zeminde samimiyetle ideolojik yüklerinden kurtularak tartışmalıdırlar.

Bu programın buna vesile olmasını temenni ediyor, Afyon Valiliğine ve Kocatepe Rektörlüğüne ev sahipliği için şükranlarımı sunuyorum. 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.