12 Aralık 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara7°C
  • İzmir15°C
  • Konya9°C
  • Sakarya9°C
  • Şanlıurfa14°C
  • Trabzon11°C
  • Gaziantep14°C

HAYATI EVE SIĞDIRMAK

Türkiye Yazarlar Birliği’nin, salgın günlerinde insanların hissettiklerini yazmaları ve yayınlanmak üzere göndermeleri duyurusu büyük ilgi gördü.

Hayatı Eve Sığdırmak

18 Mayıs 2020 Pazartesi 16:39

Büşra Aydın'ın "Hayatı Eve Sığdırmak" başlıklı yazısını paylaşıyoruz.

Şu sıralar hepimiz kendimizin ve sevdiklerimizin sağlığı için evlerimizdeyiz. Evde kalmak ilk bakışta birçoğumuz için bir dezavantaj olarak gözükse de daima bardağa dolu tarafından bakmakta fayda vardır. Kendimden örnek verecek olursam… Karantinadan önce günlerim sıkı bir tempo ile geçiyordu. Sabah yedi ve akşam yedi saatleri arasında evde olmuyordum. Okulum ve gitmiş olduğum kurstan ötürü eve geldiğimde ailemle vakit geçirecek, verimli bir şekilde ders çalışacak ya da sadece kendime vakit ayırıp kitap okuyacak, örmekten büyük keyif aldığım örgülerimle uğraşabilecek vakti pek bulamıyordum ve bu saatler benim için altın değerindeydi. Günlerim her ne kadar yoğun geçse de ben bu günlerimi o kadar çok seviyordum ki… Bu yoğunluğu kendime bir yük olarak değil güzel bir meşgale olarak görüyordum.

Şimdi bardağa dolu tarafından bakma kısmına gelelim. Günün 24 saati evdeyiz, bu saatleri güzel bir şekilde değerlendirirsek, yapmak istediğimiz birçok şeyi yapabiliriz. Ben günün 24 saatini kendime, aileme, derslerime, kitaplarıma ve tabii ki örgülerime güzel bir şekilde paylaştırıyorum. Birde mutfağa girip çeşitli pasta tarifleri denemeyi çok seviyorum. Akşam ailecek oturup yaptığım pasta ve çay eşliğinde muhabbet ederken çok huzurlu bir ortam oluşuyor.

Elbette bütün bunların yanında canımızın sıkılması çok doğal. Benim de canımın sıkıldığı zamanlar oluyor. Çünkü insan sosyal bir varlık. Her ne kadar ailemizi çok sevsek de arkadaşlarımızı, okulumuzu, öğretmenlerimizi, birlikte vakit geçirdiğimiz akrabalarımızı özlememiz çok doğal. Ama bir düşünsenize şu an eskisi gibi sokaklarda çıkıp dolaştığımızı, hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdekilerin sağlığını tehdit etmiş oluruz. Diyelim ki çıktık, en büyük haksızlığı bizim için hastanelerde tüm günlerini 3-4 saatlik uyku ile geçiren ve aylardır ailelerine hasret olan doktorlara, sağlık görevlilerine yapmış olacağımızı düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz bu sağlıklı günlerin kıymetini bilip, evde kalarak onlara destek olalım. Çünkü sokakları ve toplu mekânları her ne kadar boş bırakırsak hastaneler de o kadar boşalacak ve bu zor günleri birlikte atlatacağız.

Salgının bana öğrettiği en güzel şey elimdeki imkânların kıymetini bilmek oldu. Basit bir örnek; bakkaldan ekmek almaya gittiğimiz zaman bile tedirgin oluyoruz. Marketten ihtiyaçlarımızı almaya gittiğimiz zaman acaba benden önce bu pakete kaç kişi dokunmuştur diye hesaplamalar yapılırken sonra en iyisi arkadan bir paket almak, oralara kimse dokunmamıştır diyerek kendimizi rahatlatıyoruz. Çok basit düşündüğümüz zaman marketten rahatlıkla alışveriş yapabilmenin bile büyük bir nimet olduğunu düşünüyorum.

Kendi adıma şunları da söyleyebilirim; tahmin ediyorum ki birçok öğrencinin en çok özlediği yerlerden biri de okullardır, yani benim öyle. Salgından sonra çok sevdiğimiz okullarımıza onların kıymetini daha iyi bilerek gidecek ve okulumuza dört elle sarılacağız.

Bu konu ile ilgili vereceğim son örnek is şu; camilerimiz salgın nedeniyle kapatıldı. Geçici bir durum olduğunu ve sağlığımız için bu şekilde olması gerektiğini biliyorum. Ama üzülmemek elde değil. Şuan camilere gidip cemaatle namaz kılamasak da evlerimizde ailecek oluşturduğumuz cemaatlerle aynı maneviyatı yaşamaya çalışıyoruz.

Sonuç olarak her olaydan bir ders çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum. Virüsten çıkardığım dersler ise elimizdeki imkânların kıymetini bilmek ve sağlığın ne kadar değerli olduğudur. Birde büyüklerimizden hep duyardım; nerede o eski ramazanlar… Şimdi ben diyorum nerede o eski ramazanlar. Bunu benim söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi…

Bu cümlelerle artık yazımın sonuna geliyorum. Bir süre daha evlerimizde kalmaya devam edelim. Unutmayın güzel günler çok yakında…

Büşra AYDIN

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.