- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
- İstanbul10°C▼
- Ankara5°C
- İzmir14°C
- Konya8°C
- Sakarya10°C
- Şanlıurfa13°C
- Trabzon10°C
- Gaziantep13°C
EŞİM D. MEHMET DOĞAN ÇİZGİSİNDEN ÖDÜN VERMEYEN BİRİSİYDİ
Haber: FATMA GÜLŞEN KOÇAK
20 Ağustos 2024 Salı 11:02
Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Hacıbayram Veli Camii'nde cenaze namazı kılınan ardından Taceddin Dergahı'na defnedilen dilimizin ve dinimizin yılmaz savunucusu Usta Yazar D. Mehmet Doğan'ın eşi Hatice Doğan, "Mehmet Bey İstikamet sahibi gayretli, kendi çizgileri olan, o çizgilerden asla ödün vermeyen bir kişiydi" diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Rahmeti Rahmana uğurladığımız Türkiye Yazarlar Birliği Kurucu Başkanı Üstad D. Mehmet Doğan’ın rahmetle anmaya vesile olması duasıyla merhumun vefatından önce kıymetli eşi Hatice Doğan Hanımefendiyle yaptığımız röportajı okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz. Hakkında onlarca yazı kaleme alınan merhumu Türk basınında ilk defa eşinin diliyle tanımış olacağız. Bu vesileyle Merhum Doğan’a rahmet değerli eşi Hatice Hanıma uzun ömürler diliyoruz.
Eşiniz ile tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?
Mehmet Bey ile Kültür Bakanlığı’nda tanıştım. Yavuz Bülent Bakiler abinin yanına gidip gelirdi. Kendisi sinema dairesinde idi. Sonra bizim odamıza yerleşerek mesai arkadaşımız oldu. Mehmet Bey’in ani bir evlenme teklifi beni çok şaşırttı. Bir de baktık evlenmişiz Mehmet Bey ile.
SADE BİR NİKÂH TÖRENİYLE EVLENDİK
Düğün ve isteme süreci nasıl oldu?
Düğün süreci şöyle, beraber Kültür Bakanlığı’ndayız ama Mehmet Bey farklı bir yerde görevlendirildi. Kültür Bakanlığı’na uğramıyordu. Şair Yahya Akengin benimle aynı odada idi beraber çalıştığımız bir ağabeyimdi. Zaman zaman takılırdı; “Eli kulağında, eli kulağında.” diye. Ben bir mana veremezdim. Meğer kendi aralarında konuşmuşlar, ev adresimi öğrenmişler. Bir baktım ki her ikisi annemle tanışmak için gelmişler. Serüvenimiz böyle başladı. Ve orada bir isteme olayı olmuş. Ben tabii iş yerinden eve gidinceye kadar, annemde Mehmet’i çok sevdi. Düğün aşamasında da sade bir nikâh yaptık.
Eşinizin sizde bıraktığı derin etkiler neler?
Mehmet Bey gayretli, kendi çizgileri olan, o çizgilerden ödün vermeyen bir kişidir. Mehmet Bey’in disiplini, kendinden ödün vermeyişi beni her zaman etkilemiştir.
Mehmet Doğan’ın eşi olmak nasıl bir duygu?
Yazar eşi olmak farklı. Güzel yanları var, zor yanları var. Eşimle gurur duyuyorum. İyi ki onun eşiyim diyorum.
Zorlukları nelerdir?
“Kalemine dikkat et.” derim zaman zaman. Evde kendisine ihtiyacımız olduğu dönemlerde pek yanımızda olamıyor. Çocuklar küçükken zorlanıyordum. Şimdi büyüdüler, yetişkin oldular. O zorluklar kalktı. En çok beni endişelendiren şey kaleminin sivri olması.
Sürekli okuyup yazmasından bir şikâyetiniz oldu mu?
Mümkün olduğu kadar Mehmet Bey’in hayatını kolaylaştırmaya çalıştım. Evde huzur içerisinde olmasına özen gösterdim. Normal akışında gitti her şey.
Eşinizin nasıl bir okuma disiplini var?
Elinden kitap asla düşmez. Gece yarısı kalkmış, okuyor bulursunuz. Sürekli okur ve yazar.
Sürekli yazan bir eş ve on binlerce kitabın olduğu bir evdesiniz? Sizin okumayla yazmayla aranız nasıl?
Benim ailemde okuyucu kitlesi yok. Kültür Bakanlığı’nda çalıştım. Sonra Kütüphaneler Genel Müdürlüğü’ne geçtim. Kütüphaneci arkadaşlarım vardı. Mehmet Bey’i de tanıyınca zaten içine girmiş oldum.
Çok iyi bir okuyucu olduğumu söyleyemem, yazma kabiliyetim zaten yok. Evde de bir tane var yetiyor bize.
KÜTÜPHANESİNİ TEMİZLEMEK BANA HUZUR VERİRDİ
Yazar eşlerinin en büyük şikâyeti binlerce kitabın olduğu kütüphanenin temizliği. Siz o konuda neler söylersiniz?
Eşim Kütüphanesini senede 1 kere veya 2 kere baştan aşağı indirir. Bütün kitapların teker teker tozlarını alırım. Severek yaparım. Önceden benim bir haftamı alırdı. Ve aralıksız çalışırdım. Aynı zamanda huzur verirdi bu bana. Temizlik esnasında zaman zaman yerleri karışırdı Mehmet Bey arardı.
Eşinizin yazma serüvenine sizin katkılarınız neler?
Benim çok katkım olduğu söylenemez. Kendisinde var olan bir yetenek. Ona huzurlu bir ortam sağlamanın dışında çok yazması için sağladığım bir durum yok.
Yazma eylemine başlamadan önceki ruh hali ile yazdıktan sonraki ruh hali nasıldı?
Bizim evimiz 3 katlıydı. Alt katı tamamıyla kütüphane yaptık. Orada yazdığı için mümkün olduğu kadar sessiz bir ortamda dikkatini dağıtmamak adına onu rahatsız etmemeye çalışırız. Eğer yazıyı yazamazsa son derece huzursuz olur.
Size yazdığı özel bir şiir veya metin oldu mu? Bizimle paylaşmak ister misiniz?
Maalesef yok.
Çocuklarınızın, eşinizin okuma yazma aşkından ne kadar nasiplendiler?
Onlarda okur ama baba kadar iyi bir okuyucu değiller. Kızım daha meyilli. Kendisi küçük bir kütüphane oluşturmaya başladı. Babadan da destek alır. Baba da yönlendirir.
İYİ BİR AİLE REİSİYDİ
Bir eş olarak bir baba olarak Mehmet Doğan’ı anlatır mısınız?
Birbirimize sesimizi asla yükseltmedik, kırıcı olmadık birbirimize karşı. Herkes kendi çizgisinin nerede olduğunu bilir ona göre hareket eder. Çocuklarım da babaya karşı daha yakınlar. Baba özlemi oluyor. Bir anımı anlatayım size; ortanca oğlum epey rahatsızlandı, baba Almanya’da ve tedaviyi reddediyor çocuk. Daha 4 yaşında. İğne olması gerekiyor ve tehlikeli bir hastalığa yakalandı. Yazarlar Birliği’ni aradım. Mutlaka ulaşmamız lazım Mehmet Bey’e dedim. Nitekim Mehmet Bey’e ulaşıldı. Almanya’dan aradı. Oğlunu ikna etti ve sabahına geldi. Yani babaya çok düşkünler. Kızım 21 yaşında, baba eve gelir gelmez dizine yatıp küçük şımarık bir kedicik olur.
Mehmet Doğan ev işlerinde size yardımcı olur mu?
Ev işlerinde tabii ki bana yardımcı değil. Ama bir hastalıkta veya çok acil ihtiyacım olduğunda kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışır.
1987 YILINDA TUTUKLANDI
Mehmet Bey 1 ay hapiste kaldığı sürede neler yaşadınız?
Bin dokuz yüz seksen yedi yılında Tunuslu entelektüel Raşid Ganuşi’ye destek eylemi yaptıkları için tutuklandı. Çocuklar daha çok küçükler. Ve benim bilgim yok. Bir arkadaşı babama ulaşıyor. Babam gece geç saatte eve gelince ben şüpheleniyorum. Durumu anlatıyor. Yasak yayından dolayı, kütüphanede bir fotoğraf buldum onu hemen imha ettim. Bunu yaptıktan 5 dakika sonra polisler geldi zaten. Evde ciddi boyutta arama yapıldı. Bu benim 1-2 kere yaşadığım bir olay. Ondan sonra tabii ister istemez insan ürküyor. İstiyor ki eşi huzurlu bir ortamda yazı yazsın. Başı hiç ağrımasın. Ona sevgi ve saygımız sonsuz.
İçerideyken görüşebildiniz mi? Neler hissettiniz?
Hiçbir şekilde görüşemedik. Bir gün Mehmet Bey ile beraber geldiler. Bizim konuşmamıza bile izin vermediler. Karşılıklı göz göze bile gelemedik, araya mesafe koyuyorlar. Uzak mesafede sadece izliyorsunuz, o da sizi çok yaralıyor. Derin bir iz bırakıyor. Zaman zaman böyle şeyler yaşadık. Kızım çok etkilendi. Ben hazırlıklıyım böyle şeylere bir yazar eşi olarak. Her zaman böyle sıkıntılar olacağının farkındayım. Kendim göğüs gerebilirim. Mehmet Bey’in her daim yanındayım.
312 GENERAL DAVASI
312 General davasında neler yaşadınız?
312 General davasında kızım ilkokuldaydı. Haberleri izletmemeye çalışıyordum. Bir gün benden habersiz televizyonu açıyor ve babayla karşılaşıyor, haberi duyuyor. Ve kanepenin üzerinde çocuğun ağladığını duydum. “Benim babam 119 yıl nasıl orada yaşayabilir?” diye. Onunla konuşa konuşa sakinleştirdim.
Çocuklarınızın isim koyma merasimleri nasıl oldu? İsimlerine nasıl karar verdiniz? Bütün çocuklarınızın doğumunda yanınızda mıydı eşiniz?
Elhamdülillah o zamanlarda yanımdaydı. İlk oğlumda biraz erken doğum oldu. Hazırlıksız yakalandık. Ben Emre üzerinde ısrar ettim, o dönemler Mehmet Bey’de Ahmet olsun dedi. İyi öyleyse Ahmet Emre koyalım dedik. Bu şekilde çift isim oldu. Diğer oğlumun ismi Sait Melih. Sait, kayınpederimin ismi. O dönem kendisi rahatsızdı. 9 ay kadar onunla ilgilenmeye çalıştım. Oğlum doğmadan önce vefat etti. Adını Sait koyduk. Yanına da Melih ekledik. Kızımın ismi de kayınvalidemin ismi. Mehmet Bey annesine son derece düşkün. Gözleri dolar zaman zaman konuştuğumuzda. Bana çok baskı yapmadı ama ben gönül rızasıyla Mehmet Bey’e teklif ettim. Kız olacağını da bilmiyorduk, doktorlar büyük ihtimalle erkek çocuk dediler. Kız olunca şaşırdık. Ben Safiye ismini vermek istedim. Kendim arzu ettim. Yanına da Mehmet Bey Bilge ismini koydu.
Sizi uzun zamandır tanıyorum. Sizde böyle bir sakinlik var. Hatice Hanım özel hayatında en fazla hangi duayı yapar?
Her gün 1 cüz okumaya çalışıyorum. En çok yatarken Ayet-el Kürsi ve Amenerrasulü okur yatarım.
EVLİLİKTE SAYGI SEVGİ ŞART
Uzun bir evlilik serüveniniz var. Evli olduğunuz adamda bir fikir adamı. Bunun arkasında onu eşi olarak taşımak elbette ki zor. Şimdi ki gençlerin çabuk boşanmalarının tersine çok güzel bir örneksiniz. Gençlere ne öğütlersiniz?
En önemli şey evlilikte saygı. Sevgide tabii yanı başında. İkisi zaten ayrılmaz. Her ikisi olduktan sonra karşılıklı fedakarlıklar olmalı, tek taraflı değil ama. Fedakarlık daha çok hanımlara düşüyor. Beylerde kendi çaplarında eşlerine karşı fedakâr davrandıkları oluyor. Şimdi gençlerde onu göremiyorum. En ufacık bir olayda eyvallah deyip çekip gidiyorlar.
Son olarak eşinizi 4 cümle ile anlatın desem neler söylersiniz?
Usta bir yazar, keskin bir kalem, iyi bir aile babası ve iyi bir eş.
Kaynak: https://www.milatgazetesi.com/haber/esim-d-mehmet-dogan-cizgisinden-odun-vermeyen-birisiydi-8000/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.