- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ANKARA VALİ YARDIMCISI KAYA: KALKINMANIN YOLU EĞİTİM VE ÜRETİMDEN GEÇER
Ankara Vali Yardımcısı Harun Kaya, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın katılımlarıyla “BİLGE Yazarlar Projesi Aylık Yazar Buluşmaları” yapıldı.
14 Ocak 2025 Salı 18:53
12 Ocak 2025 tarihinde Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’’nde ki programın açılışında bir konuşma yapan Kaya, 20214-2019 yılları arasında İstanbul ili Küçükçekmece İlçesi Kaymakamlığı görevi sırasında da benzeri bir projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Bilge Yazarlar Projesi 4. yılında başarıyla devam ediyor
Kaya, “Bir ülkenin kalkınmasının iki ana motoru vardır; Biri üretim diğeri de eğitimdir. Bu kik önemli meseleyi ıskalayan hayatı da ıskalar. Üretmekle ilgili kısmın işin eğitimine bağlı olduğunu bilen insanlar tarafından yürütülürse ancak başarılı olur. Biz bunu projeye ilgi gösterenlere anlattık, inandılar ve ben oradan ayrılırken 3157 öğrencinin katıldığı programda yazara adayları 5. kitaplarını yazıyorlardı..” diye konuştu.
Konuşmasında, Bilge Yazarlar Projesinin 4. yılında da başarıyla devam etmesinden duyduğu memnuniyetini belirten Vali Yardımcısı Harun Kaya, genç yazar adaylarına başarılar diledi.
İlk çağ filozofları düşüncelerini şiirle ifade etti
“BİLGE Yazarlar Projesi Aylık Yazar Buluşmaları” kapsamında yazar adayı öğrencilerle bir araya gelen Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da yaptığı konuşmada,
“Felsefe ve edebiyat, tarih boyunca insanlığın düşünce havzası içerisinde birbirini hem besleyen hem de etkileyen iki önemli disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ilişkinin zengin bir derinliği, geniş bir kapsamı ve çok yönlü boyutları bulunmakla birlikte çeşitli dönemlerde farklı farklı şekillerde tezahür etmiştir. Düşünce tarihine, bir başka şekilde söyleyecek olursak felsefî düşünce geleneğine bakıldığında, pek çok düşünürün/filozofun düşüncelerini ortaya koyarken aynı zamanda edebî bir dil kullandığını da gözlemlemek mümkündür. İlk Çağ filozofları düşüncelerini öncelikli olarak şiirsel formlarla veya şiirlerle dile getirerek aynı zamanda kendi çağlarının sesi, vicdanı ve bir bakıma ozanları olmuşlardır.” dedi.
Edebiyat ve felsefenin ortak noktaları dil ve düşüncedir
Her felsefî ya da edebî eserin titiz ve yoğun bir çabanın, aynı zamanda da özenli ve büyük bir gayretin sonucu ortaya çıktığını ifade eden Arıcan, “Felsefî eser ile edebî eser arasında bazı farklılıklar da bulunmaktadır. Edebi eserde üslup, duygu ve estetik zevk ön planda olup, bu durum büyük bir önem taşımaktadır. Felsefi eserde ise amaç öncelikli olarak estetik zevk olmadığı için kimi zaman kullanılan dil soyut ve kuru olabilmektedir. Bir başka deyişle felsefî eser, sistematik ve eleştirel bir akıl yürütme ile mantıksal çözümlemelere dayanmaktadır. Edebi eserler ise çoğu zaman bu tip mantıksal analizlerden veya yavan bir dil üslubundan uzak durmaya çalışır.” diye konuştu.
Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Edebiyat ve felsefenin en başta gelen ortak noktaları dil ve düşüncedir. Her ikisi de dilin kullanımına/kullanım biçimine büyük önem verir ve belli bir düşünce örgüsünü ihtiva eder. Edebiyat bir sanat türü olarak estetiği ve dilin en ince hususiyetlerini ön plana çıkarabilir. Edebiyat daha geniş kitlelere hitap eder ancak öncelikli ilk hedefi muhataplarını düşündürmek değil daha ziyade onlara edebi bir zevk tattırmaktır. Felsefe ise bir düşünceyi/iddiayı daha çok belirli bir sistematik çerçeve içerisinde nesnel, tutarlı, aklî ve cihanşümul bir şekilde anlatmaya çalışır. Dile büyük önem verir ancak dilin estetik zevki veya edebî zenginlik felsefî yazımda hedeflenen ilk husus olmayabilir.”
Edebiyat ile felsefenin en iyi ilişkilendirilebileceği türlerin başında deneme geldiğini, edebiyatla felsefe arasındaki ilişkinin son yıllarda deneme ile kurulduğunu belirten Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Kendi kültürümüz açısından da felsefe ile edebiyat arasında çok önemli ve derin bağların olduğunu görebilmek mümkündür. Mevlâna, Yunus Emre, Yûsuf Hâs Hâcib, Ali Şîr Nevaî ve Mehmet Âkif gibi düşünürlerimiz, felsefe ile edebiyat ilişkisinin en önemli ve en başarılı örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan değerlendirecek olursak, edip filozoftur, filozof da ediptir. Sonuç olarak; edebî metinler, içerikleri ve yapıları itibariyle çoğu zaman estetik ve duygusal bir deneyim sunmaya yönelik olsa da felsefî soru(n)lar, felsefî temalar ve kavrayışlar da içerebilmektedir. Bu nedenle edebî bir metin, felsefî bir metin olarak da okunabilir. Birçok edebî eser; insan doğası, insanlık durumu, dünya/evren, varoluş ve ahlâk gibi temel felsefî soru(n)ları ele alıp incelemektedir. Ayrıca, edebî eserlerde kullanılan kavramlar, metaforlar veya dil oyunları okuyucuyu felsefî anlamlar ve derinlikler aramaya teşvik edebilmektedir.” diye konuştu.
Yazar adayı 400 öğrencinin büyük bir dikkatle dinledikleri konferansın sonunda Arıcan edebiyat ve felsefeye dair soruları cevaplandırdı.
Haber: Mahmut Erdemir
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.