Hafta sonu Kahramanmaraş’taydım. Şair yazar dostlarımızla buluşup hasret giderdik. Daha çok onları dinledim. İnsanların yaraları içten kanamaya devam ediyor. Gidenlerin hüznü yüzlerinde asılı kalmış.
Hayat devam ediyor sözünü sık kullansalar da bir yerlerde duran bir şeyler var. Ben onun bağırdaki acı olduğunu düşünüyorum.
Eşini, kardeşini, oğlunu, kızını, komşusunu, arkadaşını en sevdiklerini kaybetmiş insanlar.
Canlarından can gitmiş. Kanatları kırık kuşlar gibi dolaşıyorlar caddelerde. Çarşılarda geçmişin güzel günlerini arıyorlar. Şen kahkahaları yarenlikleri dostça yapılan şakaları arıyorlar.
Her şeye rağmen açılan dükkânlarda sohbetin konusu hep deprem. Nasılsın sorusu usulen soruluyor gibi.
Nasıl olunduğunu en iyi soran biliyor aslında.
Maraşlılar gerçekten kahraman insanlar. İsyan etmek tabiatlarında yok. Kadere ve kazaya imanları tam. Allah’a devlete ve bayrağa yürekten bağlılar. İlk günlerdeki eksiklikleri dile getirseler de ardından hemen Allah devletimize zeval vermesin demeyi ihmal etmiyorlar.
Maraşlılık diye bir ruh var bu topraklarda. Bu ruhu besleyen bütün değerler muhafaza ediliyor. Yedi düvele direnecek bir cesarete sahip olan bu mütevekkil insanlar depremin hasarlarını atlatmak için çaba gösteriyor şimdilerde.
Ulu Caminin minaresi yıkık. Evimin yıkıldığından daha Ulu Camiye yandım diyor bir Maraşlı. Oradan okunan ezan bizim hayat kaynağımız manevi dayanağımız diye ekliyor.
Devamı: https://m.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3323632-kirgin-ve-yarali-sehir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.