• İstanbul 10 °C
  • Ankara 5 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 10 °C
  • Şanlıurfa 13 °C
  • Trabzon 10 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 3 °C
  • Bursa 10 °C

İsmail Çakır: Türk Dilinin ve Kültürünün Hamisi, Herkesin Abisi: D. Mehmet Doğan

İsmail Çakır: Türk Dilinin ve Kültürünün Hamisi, Herkesin Abisi: D. Mehmet Doğan
Sevenlerinin Mehmet Abi diye hitap ettiği büyük mütefekkir D. Mehmet Doğan’ın cenaze namazına katılmak bana da nasip oldu.

En yakınımızdaki birinin yoğun bakımdan kurtulması için mücadele ederken bir büyük âlimin cenazesine katılabilmek benim açımdan birçok anlam ifade ediyordu. Düşünce ve dil dünyamıza katmış olduğu onca hizmet ve iyi bir mütefekkir ve münevver olarak kurduğu sağlam dostluklar ve sivil toplum çalışmaları ile pek çok gencin yazı ve fikir dünyalarına ufuk açmasına bir vefa borcu olarak böyle bir günde birçok dost ve sevenleri ile birlikte olmak elbette değerli. 

Ölümünden sonra daha çok duyar olduğum makam nedir bilmeyen, mevki nedir göstermeyen birisi olması nedeniyle ve benim de anladığım ve gözlemlediğim kadarıyla kendisine insan nefsini okşayan dünyalık unvanları bir kenara itip Abi veya Ağabey diye hitap edilmesini daha çok seven birisi. Diğer hitap tarzlarının yapmacık ve dünyalık olduğunu, kendisine çok samimi gelmediği düşüncesinde olmalı ki vefatı sonrası kendisi hakkında yazılan tüm yazılarda ve yapılan pek çok konuşmada konuşmacıların ve yazarların pek çoğu ya Mehmet Abi ya da Mehmet Ağabey demeyi tercih etmişti.

Abi ve Ağabey

Peki, günlük hayatta da pek çok yerde kullandığımız abi kelimesi ne anlama gelmekte? TDK sözlükte abi kelimesinin anlamını öğrenmek istediğinizde “büyük erkek kardeş” olarak verilmekle birlikte “Saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olan erkeklere söylenen bir seslenme sözü” olarak da ifade edilmektedir. D. Mehmet Doğan’ın kendisinin büyük emek vererek hazırladığı Doğan Büyük Türkçe Sözlük’te bu kelimeyi kendisi nasıl açıklamış olmalı?  Abi kelimesini M. Doğan “Ağabey”in basit söylenişi”, Ağabey için de “Büyük erkek kardeş anlamının yanında kardeş olmayanlar arasında saygı hitabı, abi, hami, koruyucu” olarak açıklamış.

Sözlüklerde ve hafızalarda yer eden anlamıyla kullanılan saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olduğu kadar ilim irfan bakımından da üstün olanlara kullanılan bu hitap tarzı D. Mehmet Doğan’a ne kadar güzel yakışıyordu. Bu yüzdendir ki kendisini yakından tanıyanların, üst düzey görevlerde bulunan ve bulunmuş olan gerek akademisyen gerekse üst düzey makam ve mevki sahiplerinin kendisine hitap ederken veya konuşmalarında kendisinden bahsederken genelde Mehmet Abi veya Mehmet Ağabey dediklerine çok kez şahit oldum. Her ne kadar onu yakından tanıma fırsatım olmasa da gazetelerde yazmış olduğu köşe yazılarını ve kitaplarını okumaya çaba gösteren, bırakmış olduğu en büyük eserlerden biri olan Türkiye Yazarlar Birliği’nin etkinliklerinin bu toplumun değerlerine ne kadar sahip çıktığını gören biri olarak D. Mehmet Doğan’ın  Ağabey kelimesinin anlamları arasında yer alan hamilik vasfını da fazlasıyla taşıdığını söyleyebilirim.  Yine, onu yakından tanıyanların, birlikte çalıştığı yazar, şair, öğrenci, öğretmen ve onun rahle-i tedrisinden geçenlerin yazdıklarını ve konuştuklarını dinlediğinizde, yazdıkları eserleri okuduğunuzda ülkemiz için büyük bir değerin yitirilmiş olmasına üzülmemeniz elde değil.

Değerler Elden Gidince Daha Çok Değerlenir

Nedendir bilinmez, sağlığında kendisine değer veren büyük bir kitlenin varlığından söz etsek de o da birçok değer gibi yok olduktan sonra daha çok kıymet görmektedir. Bu bağlamda pek çok kesim için D. Mehmet Doğan öldükten sonra yeri doldurulamaz bir yazar,  önemli bir şahsiyet, iyi bir münevver ve mütefekkir olarak tekrar hatırlanmaktadır. Kendisi ile teşrik-i mesai yapmış olanların ölümünden sonra paylaştıkları pek çok hatıra ve olumlu hisler birlikte yaşanmış ve başarılmış onca işin dışa vurumudur desek yanlış olmaz. Ben de kendisini düzenlemiş olduğumuz uluslararası bir sempozyuma açılış konuşması yapmak için davet ettiğimde ve daha sonraki dönemlerde kısa da olsa tanıma fırsatı buldum.   Bu kısa süreli tanışma kendisi hakkında yorum yapmayı gerektirecek kadar samimi duyguları ifade etmek için elbette yeterli değildir. Sağlığında ve ölümünden sonra kendisi hakkında onca güzel şey dinledikten ve eserlerini gördükten sonra kendisi hakkındaki düşüncelerimin çok fazla değişmeyeceği aşikârdır.

Neler Söylendi?

Kendisi hakkında anlatılanlara baktığımızda anlatınlar arasında ömrü boyunca sade bir hayat tercih ettiği, makam, mevki nedir bilmediği ve bunlara çok fazla değer vermeyen bir karaktere sahip olduğu, Türk Dilini ve kültürünü korumak ve yaşatmak için nasıl mücadele ettiği, iyi bir yazar olduğu kadar iyi bir nüktedan olduğu dikkat çekmektedir. Dikkat çeken diğer özellikleri arasında ise onu diğer Mehmet Doğan’lardan farklı kılan isminin önündeki D. harfinin bulunmasıdır.  Bu harfin hikayesini (bu harfin ne anlama gelmesi gerektiği sanki onu tanıyanlara bırakılmış gibi), davet edilen her yere gittiği, konuşmalarının ne kadar dolu olduğu, çıkarmış olduğu sözlük ve kitapların içeriklerinin kalitesi ve bunlar için verdiği mücadeleyi, inanç ve değerlerinden taviz vermediği, yazar olmaya çalışanları nasıl teşvik ettiği,  koruyup gözetip belli yere getirdikleri bazı meşhur kişilerin ona nasıl hıyanet ettikleri ve buna rağmen onlara çok fazla bir şey söylemediği, gönül kırmak yerine gönül köprüleri kurmaya önem verdiği gibi önemli meziyetlere sahip olduğu sık sık vurgulanmaktadır. 

Mehmet Akif Ersoy’un ve eserlerinin özellikle de İstiklal Marşı’nın öneminin kavranması için nasıl mücadele ettiği, Tacettin Dergahı’nın çevre ve kültürel açıdan çok daha görünür hale gelmesi için neler yaptığı ve bunda da başarılı olduğunu ve bunun gibi pek çok insani ve ilmi özelliklere sahip biri olduğu özellikle altı çizilen konular arasında yer almaktadır.

 

Ankara Sevdası

Vefatı öncesi ve sonrası herkes kendisinin bir Ankara sevdalısı olduğundan bahsetmekteydi. O yüzden cenaze namazı oldukça mütevazı bir şekilde Hacı Bayram Veli Camiinde kılındı. Namaza katılanlar her kesimden kendini ve yaptıklarını sevenlerden oluşmuştu. Yazdıkları ve yaptıklarının önemi ve etkisi üzerinde konuşmaların yapılması ve bunların da önemli ağızlar tarafından dile getirilmesi kendisinin şu gök kubbede ne kadar hoş bir seda bıraktığını gösteriyordu. O çok sevdiği Mehmet Akif Ersoy’un İstiklâl Marşını yazdığı Taceddin Dergâhı haziresine defnedildi.  Ömrü boyunca Türk Dilinin ve Türk Kültürünün hamisi ve sevenlerinin abisi olmuş olan D. Mehmet Doğan şu gök kubbede hoş bir seda bırakarak aramızdan ayrıldı.  Ruhu Şad mekânı Cennet olsun.

https://www.maarifinsesi.com/turk-dilinin-ve-kulturunun-hamisi-herkesin-abisi-d-mehmet-dogan/

Bu haber toplam 194 defa okunmuştur
Etiketler:
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim