• İstanbul 27 °C
  • Ankara 24 °C

Halil Ürün:Türkiye Yazarlar Birliği İle Tanışmam

Halil Ürün:Türkiye Yazarlar Birliği İle Tanışmam
Kuruluşunun 45. Yılı dolayısıyla; ülkemizin önemli 45 edebiyatçısı Türkiye Yazarlar Birliği’ne dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Kitap olarak da yayımlanan metinleri sırasıyla yayınlıyoruz.

*******

Giriş

 Öyle kurumlar vardır ki hayatınız boyunca sizde asla silinmeyecek izler bırakır.

 Hani dondurucu bir soğukta kalırsınız. Isınacak bir yer ararsınız, bulamazsınız. Birden tanıdık bir mekan gözünüze ilişir. Size kucağını açar. Kucaklar, kuşatır sizi. Misafiri olursunuz bu mekanın. Üşümeniz geçer. Isınırsınız. Ayrılmak istemezsiniz. Sadece bedeniniz değil ruhunuz da ısınır. Huzurun, ebedi saadetin adresi gibi sizi kendi efsunkar yapısı içinde tutar. Kendinizden geçer adeta erirsiniz. Aradığım yer burası dersiniz. Ayrılmak istemezsiniz bir türlü. Adeta tutsağı olursunuz.

Dışarıda kavurucu bir sıcak olur. Dayanılmaz sıcaktan bunalırsınız. Serinleyecek bir yer ararsınız. Birden gözünüz aynı kurumun levhasına takılır. Sizi kendisine çeker. Çaresizlik içinde kendinizi oraya taşırsınız. Serinlersiniz. O tanıdık kurum bu kez de bir dest gibi sizi kendi benliği içinde serinletir. Kendinize gelirsiniz.

Kavurucu sıcağın ve soğuğun etkisini bu mekan size hissettirmez. Huzurun iliklerinize kadar işlendiğini bütün duyu organlamınız yaşar.

İşte Türkiye Yazarlar Birliği tam da bu vasıfları ile hep ruhuma ve bedenime hitabetmiş, kendine adeta tutsak etmiştir.

Manevi, kültürel, sosyal açlık çeken herkes için bu mekan bütün güzel vasıfları ve hasletleri ile onları kucaklar, kuşatır. Adeta insan burada kendini yeniler, yeniden doğar.

Türkiye’nin İrfan Mektebi

 Türkiye Yazarlar Birliği Ankara'da 1978 yılında sağduyu sahibi, milliyetçi-muhafazakar diyebileceğimiz o zamanki  deyimle yedi güzel yazar tarafından teşvik edilerek kuruldu. Bu teşebbüs inançlı kesimdeki okuyup yazanlar ile üniversitelerdeki akademisyenler için bir heyecan uyandırdı. D. Mehmet Doğan, Necmettin Türinay'dan müteşekkil arkadaşların öncülüğünde başlayan bu birlik hareketi, edebiyata, tarihe ve düşünce hayatımıza yön vererek neredeyse yarım asrı bulan 45. yılına geldi.

45 yıldır Türkiye Yazarlar Birliğini takip ediyorum. Çalışmalarını zaman zaman yakından, kimi zaman içinde yer alarak takip ediyorum. Vekilliğim döneminde "Sanat ve Siyaset Üzerine" konulu bir konferansımı Genel Merkezinde ilgi duyan oldukça önemli bir kesime sundum. Bu fırsatı şahsıma tanıyan değerli başkan ve yakın çalışma arkadaşlarına müteşekkirim. Elbette bu sunumda hem günümüz insanının hem de gelecek nesillerin ihtiyacı olan milli ve yerli tema işlendi. Başkanlığım ve vekilliğim döneminde de yarım asrı aşan çizgimi hiç değiştirmedim. Heyecan ve aksiyonun olanca yoğunluğu ile hakim olduğu üniversite yıllarımdan gelen aşk, sevda ve duygu dolu ömrüm Türkiye Yazarlar Birliğinin ev sahipliğinde taçlandı. Bir kez daha aynı çizgide olmanın bahtiyarlığını, bu güzel çatı altında yaşadım, yaşıyorum. Pek çok genç yazarın yetişmesinde öncü rol oynayan Türkiye Yazarlar Birliği, "Yazar Okulu" seminerleri ile çatısı altında Türkiye’nin irfan sofrasına yeni değerler taşımanın çilesini bugüne kadar nasıl çekmişse bugün- den sonra da aynı kararlılık ve azimle bu ulvi görevi yürütme derdindedir.

 Okumalar, yayınlar, seminerler, brifingler, yarışmalar vb. yollarla yarım asra varan süreçte Türk kültür hayatına gönüllü ve sivil bir mantıkla hizmete devam etmekte olan Türkiye Yazarlar Birliği bana göre yeri asla doldurulmayacak bir konuma kendini taşımayı başarmıştır.

 Konya'da akademisyenlik, siyasi hayat ve belediye başkanlığım dönemlerimde Türkiye Yazarlar Birliği ile yolum hep kesişti. Çalışma fırsatım oldu. İşbirlikleri yaptık. Birlikte kültürel, san'atsal faaliyetler yaptık. Yazarlar Birliği olarak kurulan bu güzel oluşum, yılmadan, yorulmadan, ardına bakmadan Türkiyenin güzelliklerini, manevi değerlerini yüceltmeye devam ederken bir yandan da kurumsal tekamülünü sağlıyordu. Önce adının önüne Bakanlar Kurulu kararı ile "Türkiye" ismini aldı. Devamında doksanlı yılların hemen başında, "kamu yararına” bir dernek statüsü kazandı. Aynı yıllardan itibaren Türkiye’nin önemli şehirlerinde (İstanbul, Bursa, Konya) şubeler açmaya başladı. Bendeniz de Konya'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde Konya'ya şube açılma teklifi Konya'daki bir kaç kültür-sanat adamından geldiği zaman, şube açılmasının uygun olacağını ve destek vereceğimi söyledim.

1992 yılında da "Türkçenin Siir Şöleni"nin Konya'da yapıldığı zaman yine Genel Merkez Yönetimi’ne destek olacağımın sözünü verdiğimi dün gibi hatırlıyorum. Hiç pişman değilim. Keşke daha fazlasını yapma imkanı bulabilseydim.

Konya Şubesinin Kuruluşu

1994 yılının aralık ayında Konya'da şube açıldı. Kurucu başkanlığını Mustafa Çalışkan'ın yaptığı Ercan Uslu, Ahmet Efe, Ahmet Köseoğlu gibi arkadaşların gayretleriyle Konya Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile bazı kültür programları, şiir etkinliklerini, edebiyat programlarını Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubemiz üzerinden yapmanın çabası içine girdik. Devamında 1997 yılında Adliye’nin arkasındaki tarihi Konya evlerinden birini, Belediye Meclisi’nde karar alarak Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesine tahsis ettik.

Tabii ki Konya şubesi ile birlikte ortak çalışmalarımız, desteklerimiz devam ederken aynı zamanda Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezinin katkı ve destekleri ile birlikte yaptığımız, 94/95 yıllarında başlayıp bugünlere kadar devam eden şiir şölenleri belki de tertip ettiğimiz en güzel çalışmalardandı biriydi.

 Şiire öğrencilik yıllarımdan beri ilgimin olması, şiir şölenlerinin her yıl yapılmasında ciddi bir etken olmuştur.

 İstanbul'da İTÜ’de öğrenciliğim esnasında tanıştığım Üstad Necip Fazıl'ın pek çok şirini ezberlemiştim. Şölenlerde bunları heyecanla okurdum. Söz buraya gelmişken iki hatıramı okuyucu ile paylaşmak isterim.

 Türkiye Yazarlar Birliği’nin teşviki ile tertib ettiğimiz ortak şiir şölenlerinden birine pek çok şairin yanında halen emekli olan ve Van’ın Saray ilçesi doğumlu Prof. Dr. Mikail Bayram'da katıldı. "Sarayı" mahlası ve Azeri lehçesi ile "Naz-u Niyaz" diye bir şiirle şölene katıldı. Okuduğu şiir çok hoşuma gitti. Hemen ezberledim. Halbuki şairimiz kendi şiirini kağıttan okuyordu. Kendisinin de hazır bulunduğu bir mecliste ezberlediğim şiiri'ni okudum. Üstelik vurgulu ve etkili bir okuyuş oldu. Çok şaşırdı. Pek çok toplantıda bana okuturdu. Şairimizin ezberimde olan şiirini buraya alıyorum:

 

NAZ-U NİYAZ

Leblerin aldır dedim, kiraz dedi,

Dağılıp zülfün dedim. poyraz dedi.

 

Bil ki adımdır Niyaz ay sevgili,

Hem adım, hem adetimdir Naz dedi.

 

Naz edip men aşığa cevr eyleme,

Etmeseydin adını ibraz dedi.

 

Sevgilim bir metlebim var dinle az,

Dinlemek olmaz, neyin var yaz dedi.

 

Metlebim bir busedir yazdım dedim,

Buseden söz etme heç olmaz dedi.

 

Pes niçin olmaz, dedim. Zira bize

İftira eyler duyan bağnaz dedi.

 

Herşeyim kıldım feda bir busene

Hem özüm kurban dedim. Çok az dedi.

 

Sebr-u taket koymadın Ey Naz dedim.

Sebr itmezsen mezarın kaz dedi.

 

Men de sırrım eylerem ifşa dedim.

Bi edep iş görme ey gammaz dedi.

 

Buseden mahrum edirsen söyledim.

Buse vakti kış değildir yaz dedi.

 

Buselik meclis de hazırdır dedim

Var mıdır meclisde çeng-u saz dedi.

 

Var dedim. Elbette lazım sen kimi

Bir niyaz ehli ve hoş avaz dedi.

 

Bir de hüzzam faslı olsun mu dedim

Sonra uşşak sonra bir şehnaz dedi.

 

Buse vadettin feramuş eyleme

Görmedim senden yaman demsaz dedi.

 

Hem yanaktan, hem dudaktan isterem

Vay Sarayî, vay seni kurnaz dedi.

 

Bir diğer hatıram da şiir şölenine kendi yazdığım şiirle katılmam oldu.

Belediye başkanı sıfatımla açılış konuşmalarımda özellikle Üstad Necip Fazıl ya da başka bir şairin ezberimde olan şiirini okurdum. Bu kez kendi yazdığım şiirle katılıyordum. Bu ise tüm katılımcı şair ve şiir dostları için sürpriz oldu. Daha sonraki yıllarda okuduğum "SENSİZLİK" şiirim TRT’nin bir sanatçısı tarafından bestelendi. Şiirimi buraya alıyorum:

 

SENSİZLİK

Sensizlik gönlümde buruk bir acı,

Sensizlik içimde derin bir yara,

Sen ömrümün, sen ruhumun ilacı,

Sen olmazsan neye yarar pul, para..!

 

Sensizlik benim içim bir yokluk,

Kalbimin içinde bir büyük boşluk,

Varlığın varlığım benim gözümde,

Sensizlik hem gecem, hem gündüzümde..!

 

Sanma ki yokluğunda eksilir acım,

Katlanır, katlanır bir yumak olur,

Sana gelmek, senle olmak miracım.

Varlığınla tüm dertlerim yok olur..!

 

Ağlarım, ağlarım hep senin için,

Mahsunluğum, garipliğim üstümde,

Hergün tükenirim ben için için,

Sensizlik bir büyük yük üstümde..!

 

Daha sonraki yıllarda pek çok şiirim oldu. Türkiye Yazarlar Birliğinin ortak şiir şölenleri beni de şairler kervanına kattı. Daha pek çok genç istidat bu programlarla Türk Edebiyat hayatına kazandırıldı. Bu tür etkinlikler bugün de bütün coşkunluğu ile Konya ve daha pek çok yerleşim birimimizde olanca yoğunluğuyla devam etmektedir.

Son Söz

Türkiye Yazarlar Birliği’nin eskimeyen üyelerinden biri olmak benim için gurur verici bir durumdur.

1978 yılındaki kurucu başkanlığı ile bu hizmet yoluna revan olan ve merhum Mehmet Akif ve Nurettin Topçu'dan yol alan, halen Türkiye Yazarlar Birliği’ne bir abi olarak ışık tutan, ülkemizin irfanına, düşüncesine çok büyük hizmetleri olan ve olmaya devam eden D. Mehmet Doğan ile de yoldaşlığımız, arkadaşlığımız otuz yılı çoktan aşmış olup dostluğumuz artarak devam etmektedir.

Türkiye Yazarlar Birliğinin Genel Merkezinin yarım asra yaklaşan kültürel hizmetleri ve gelenekselleşmiş pek çok faaliyetleri yanında, el'an temsil ettiği misyon gereği neredeyse Türkiye’nin en önemli edebiyat, san'at ve düşünce derneği konumunda dersek abartmış olmayız. Elbette ki İstanbul'da yine aynı misyona yakın kültürel, sanatsal ve edebi faaliyet yapan çok ciddi kuruluşlarımız, derneklerimiz, vakıflarımız da mevcuttur. Fakat bir çoğu Türkiye genelinde şubeleşme işini tamamlayamadığı ya da buna ihtiyaç duymadığı için Türkiye Yazarlar Birliği yegane kuruluş olarak yıldız gibi parlamaktadır. Bu güzel kuruluşumuzun Konya’da şube bazında gerçekleştirdiği ve Konya'nın kültürel ve sanatsal değerlerine çok şey kattığını bir Konya sevdalısı olarak burada belirtmem gerekir. Bu cümleden olarak da bu destansı çalışmaların başından beri içinde bulunan ve halen de hız kesmeden devam eden değerli mesai arkadaşım yazar, şair Ahmet Köseoğlu ve onun yol arkadaşlarını hayırla yad ediyorum.

Bu haber toplam 196 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim