İçlerinde adını koymak istemedikleri bir kırgınlık hissi ile yaşıyor insanlar. Sanıyorlar ki onunla yüzleşmeye kalksalar o kırgınlık büyüyecek, büyüyecek ve içlerini boydan boya kaplayarak işgal edecek. İşi zorlaştıran asıl şey bu değil ama… Böylesine içeriden kırılmalarına sebebiyet verecek bir sertlikle, bir ihanetle, bir kötülükle ya da bunlara benzer bir başka şeyle karşılaşmış değiller aslında. Kime kırgın olduklarını düşündüklerinde bir isim gelmiyor akıllarına, bir resim düşmüyor gözlerinin önüne. Gerçekten öyle mi bilmem ama hepimizin içinde az ya da yer tutan bu kırgınlık hissinin yüzü doğrudan kendimize dönükmüş gibi geliyor bana. İyi ama neden? Kendimizi bir büyük ‘hayalkırıklığı’ olarak görüyor oluşumuz olabilir mi bunun sebebi? Her şeyin daha iyisini yapmadığımız, bunun için fazladan bir gayret göstermediğimiz için çökmüş olabilir mi mesela bu kırgınlık hissi içimize? Daha meziyetli bir insan olmak, daha engin bir hayat sürmek, merak ettiğimiz şeylerin daha çok peşine düşmek, sevdiklerimizi daha kuvvetli sevmek, günlerin içini daha değerli şeylerle doldurmak… Bütün bunları yapmak konusunda gösterdiğimiz ihmalkârlıklar olabilir mi mesela kalbimizi kendimize doğru kıran?
Hep yaşadığımızdan daha iyi, daha dolu, daha derinlikli, daha incelikli bir hayata dair düşünceler, hayaller, tasavvurlar oluyor zihnimizde? Ama yakamızı günlük kargaşalardan kurtarıp kıramıyoruz bir türlü o atalet çemberini. Bizi içten içe kıran şey hayatımızı, günlerimizi, o günlerin içindeki kendimizi, çevremizi daha güzel şeylerle öremiyor, dokuyamıyor, yaşayamıyor oluşumuz olabilir mi? Kendimizi layık gördüğümüz türden bir ‘ince insanlığı’ hayatımızın içine bir türlü tesis edemeyişimiz olabilir mi?
“her şeyin acısı birden gelişir ve hız verir kanına/ çiçeğin susuzluktan kuruması, kedinin açlığı ve eylül ortası/ bir yanlışlık, bir kırgınlık, bir izin akşamının ilk karası/ sıkılgan ölümün kuluçkadaki kuşunun çatlamayan ilk yumurtası/ işte akreple yelkovanın, örümcekle sineğin saat on ikideki arası/ ancak coşkunluğa vakit dardır” diyor ‘Vaktin Çağrısı’ şiirinde Turgut Uyar.
Yazının devamı için:https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhan-ozcan/hep-kirgin-gibiyiz-ama-kime-4675041
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.