Genel Başkan Arıcan : Bozulan doğanın dengesi afetlere sebep oluyor

27 Şubat 2023 günü gerçekleşen program, Redaktör TV’nin sosyal medya hesapları üzerinden de yayınlandı.

Hatay Dörtyollu olan ve depremim ilk duyulduğu anda memleketine giderek beş gün boyunca arama, kurtarma ve ilk yardım çalışmalarına destek veren Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, canlı yayında İbrahim Gökdemir’in sorularını cevaplandırdı.

Arıcan yaptığı konuşmada; “'Asrın felaketi' olarak nitelenen, Kahramanmaraş merkezli olup on ilimizi etkileyen depremler büyük bir felakete ve yıkıma neden oldu. Sözlerime başlamadan önce vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Ülkemizin bir deprem kuşağında olduğunu, afetlerle her zaman yüz yüze olduğumuzu unutmayacağız. Bu bir gerçek. Benim çalışmalarım itibariyle yıllar önce Kant’ı kötülük konusu üzerine çalıştım. Araştırmalar yaptım, metinlerini okudum.   1755 büyük Lizbon depremini konu edinip onun üzerinden devam eden bir yazıydı. Lizbon depreminin 8.5- 9 şiddetinde olduğu söyleniyor, Avrupa’yı baştan sona etkiliyor, felsefi, sosyal, kültürel olarak ciddi politikalar oluşuyor. Şehrin mimarisi değişiyor, aydınlanma başlıyor. Kant diyor ki; “aslında biz dünyayı tanımıyoruz, insanoğlu dünyayı tanımıyor. Dünyayı tanımadan yaşamaya çalışıyor. Bizde maalesef coğrafyamızı tanımıyoruz. Yine Kant’tan hareketle söyleyeceğim Kant biraz daha bilim insanlarının yazılarından hareketle depremlere ilişkin olarak şunu söylüyor; dünyayı, coğrafyamızı ve bölgemizi tanımak zorundayız. Bu anlamda baktığımız zaman bölgemiz çok yoğun fay hatlarının olduğu bir bölge bunu artık biliyoruz.”dedi.

Dünya tarihine geçecek bir deprem yaşadığımızı belirten Arıcan; “Kant’ında söylediği gibi dünyayı tanımak, dünyanın bir işleyişi olduğunu bilmemiz ve unutmamız gerekir. Doğal afet diyoruz, aslında bu çelişkili bir durum; doğal olan afet olamaz. Doğal olan doğaldır, dünya insan fizyolojisi gibi devamlı gelişiyor, enerjisi boşaltıyor. Yer kürenin işleyişi, doğal işleyiş bu durum.

Yıkıcı olan, öldürücü olan, insana kötü gelen husus depremler ya da afetler sonrasında oluşan durumlardır.  Yani, insan dik kafalılık yapıyor, hırslılık yapıyor ve tabiata meydan okuyor, doğayı, ekolojiyi kendi yapısına uygun olarak ele almıyor. Doğanın kendine uymasını istiyor.  Bu doğal olanın sonundaki etkiler bizi üzüyor acı veriyor. Bizim bir fay hattımız var artık bunlar aynı insan vücudundaki sistemleri gibi biliniyor. Yapmamız gereken  bunlara uygun politikalarla yerleşim yerlerini buna göre belirlemek. Doğanın bize uymasını değil bizim ona uygun davranmamız gerek. Biz ona uyarsak, uzmanların da görüşlerini dikkate alarak hem fay üstünden uzakta hem de en fazla 2-3 katlı binanalar yapmalıyız.” diye konuştu.

Tamamını izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=CKuZODzjRI4