Suriye’deki savaş yüzünden ülkemize sığınmış sayıları milyonlarla ifade edilen kişilere karşı rahatsızlık duyanların varlığından elbette haberdarım.
Medyada ve sosyal medyada Suriye karşıtlığını körükleyenler olduğunu da biliyorum.
Yalnızca göçmen karşıtlığı üzerinden siyaset yapan, o sayede ihmal edilmeyecek sayıda oy almayı başaran yeni partiler var ve bunu iki seçim sayesinde öğrendim.
Peki de neden şaşırmış olabilirim?
Olayın Kayseri gibi ticari özellikleri baskın, eğitim düzeyi yüksek insanların ağırlık taşıdığı, sanayileşmiş bir kentte meydana gelmesi beni şaşırttı.
Ticaretin ön planda geldiği bir kent anlamında…
Kayseri AK Parti’nin en güçlü olduğu illerden…
Böyle bir kentte, Suriyeli biri, akrabası bir kız çocuğuna tasallut etti diye, Suriye kökenlilere karşı duyulan öfkeyi, dükkanlarının, mağazalarının, araçlarının yakılmasını, Suriyelilerin dövülmesini anlamam mümkün değil.
Görüntüler, Türk siyasi tarihinde kara bir leke olan, İstanbul’daki azınlıklara karşı girişilmiş ‘6-7 Eylül olayları’ (1955) ile benzerlikler taşıyor.
Kışkırtılmış kitlelerin gözleri dönünce hiç beklenmeyecek çapta eylemlere girişebildiğini bir kez daha görüp yaşadık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.