Genel olarak emin olduğum konularda bile iddialı, keskin bir üslup kullanmaktan kaçınırım. Kimsenin alınmasını kırılmasını istemem. Bu çerçevede gelin bugün biraz dertleşelim...
Alçak gönüllü olunca sahi zannediyorlar!
7 EKİM HAMAS saldırısı yaşandığı gün benden başka bırakın burada dünyada bölgenin değişeceğini dile getiren yoktu. Abartısız herkes yaşananları yaşanacak olanları İSRAİL-HAMAS ve daha sonra devreye girecek olan HİZBULLAH ÜÇGENİNDE değerlendiriyordu. Oysa konu çok derin, çok çetrefil ve yakıcıydı... Buralarda genel olarak KÜRESEL MÜCADELENİN ritmi anlaşılmış değil. Anlayanların çoğu da yanlış anlamış! Yetkilileri de takip ediyorum. Herkesin attığı adıma bakıyorum. Orada da sıkıntı var. Bir gazeteci olarak elimden geldiğince gördüğümü bildiğimi ülkem için aktarmaya gayret ediyorum. Meselem bu... Açalım...
Aylardır yazdıklarımı İsrail Başbakanı Netanyahu, BM Genel Kurulu'nda kürsüye çıkarak itiraf etti. Yazdıklarımın altına imza attı.
Takip edenler bilecektir... "7 EKİM milat. HAMAS kesinlikle tasfiye olacak" diye yazdım mı? Yazdım. "Hizbullah da aynı kaderi paylaşacak" diye not düştüm mü? Net olarak düştüm. "Türkiye KÜRESEL politikalardan ihraç ediliyor, oyun dışında kalmayalım" diye uyardım mı? Uyardım. Benim farklı olduğum yer ayrı düştüğüm yer AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'nin çökmeyeceğine inanmam! ANKARA'da aksini düşünen çok isim var. Olabilir.
Doğal. Hiç itirazım yok. Ancak ben ekonomik-stratejik-kültürel KODLARA baktığımda bir çöküş görmüyorum.
Devamı: https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergun-diler/kanli-yol-5957901
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.