Ömrünü eğitime, kültüre, ilme ve irfana adayan bir güzel adamı daha kaybettik. Muhterem Dursun Ali Taşçı hocamızı mübarek cuma günü Marmara İlahiyat Camii’nden Rabbimize uğurladık. Son vazifesini yapmak için camiye gelen dostların derin üzüntüsü yüzlerine yansımıştı.
Önden gidenler kervanına katılan kıymetli ağabeyimizle yaşadığımız hatıralar birden gözümde canlandı. Maarifte birlikte çalışmış, Türkiye Yazarlar Birliği’nde birlikte görev almış, Haber7’de aynı sayfalarda yazmıştık.
Yazıları üzerine zaman zaman değerlendirmelerde bulunurduk. Güncele takılmaz, polemiğe girmez, çok okunma kaygısı gütmezdi.
Bir gence ulaşsın o bana kâfi, derdi. Kendi belirlediği gündemlere uygun yazılar kaleme aldı. Memleketin temel meselelerine nahif dokunuşlarda bulundu. İnsanımıza kaybettiği değerleri hatırlatmak için adeta çırpındı. “Ağır hasta değilsem yazımı mutlaka yazarım. Hastanede bile olsam yazımı ihmal etmem” demişti.
YOZLAŞMADAN ACI DUYDU…
Vatansever her yürek gibi toplumdaki yozlaşmadan acı duydu. Ülkenin hak ettiği yere gelmesi yönündeki atılımları sevinçle karşıladı. Hemşerisi ve eski arkadaşı olan Başkan Erdoğan’ın başarısı için daim duacı oldu.
İlk gençlik yıllarında benimsediği Milli Görüş çizgisinden sapmadı. Erbakan Hoca’yı her sohbetinde hayırla andı. İlçesinde solcuların ağırlıklı olduğu bir dönemde Milli Gençlik Vakfı gibi mimli kurumlarda görev almasından gururla bahsederdi. Siyasetin kıyısından dönmesini kaderin cilvesine bağlardı.
Devamı: https://www.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3419656-dursun-ali-tascinin-duasi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.