Millet, devlet, vatan kavramları kendinden menkul kavramlar değildir. Bu kavramların arkasında dil, din, kültür, medeniyet, coğrafya gibi değerler vardır. Bu değerleri, bu kavramların arkasından çekerseniz ortaya kocaman, boş çuvala konmuş çöp yığını çıkar. Kısa vadede olmasa da uzun vadede omurgası olmadığı için çöken çuval gibi tarihin çöplüğünde yerinizi alırsınız. Şunu duyar gibi oluyorum; “Hadi canım sen de o kadar kolay mı?” diyeceksiniz. Evet, o kadar kolay! Ben de size şunu hatırlatayım; Anadolu coğrafyası onlarca medeniyete mezar olmuş bir yerdir. Hani nerede Hitit, Asur, Frig, Akad, Urartu, Lidya… Nerede Bizans, nerede Roma? Tarihî kalıntılardan başka izleri var mı?
Batı’ya karşı savaşları kaybetmeye başladığımız 200 yıldan beri kültürel olarak da kaybetmeye başladık. “Tekniğini alalım ama kültürünü almayalım” lafı kulağımıza hoş geldi, işimize yarar gibi gözüktü ama gerçekte hiç de öyle olmadı. Teknikle beraber “bal” gibi kültürü de aldık. Mehterânı, Muzıka-yi Hümâyun yaparak sadece tekniği alıyoruz diye düşündük ama “bize” ait olan müesseseyi darmadağın ettik. Bu taklitçi zihniyet bizi, daha sonraki yıllarda “celladına âşık” ezikler, düşkünler durumuna düşürdü. Şu ruh hâline bakar mısınız? “Asılacaksan İngiliz ipi ile asıl” yaklaşımının gel de çık içinden! Burada bizi bir sınıf, küme olarak değil de en başta ifade ettiğim millet, devlet, vatan gibi kavramlarla beraber düşündüğümü ifade etmek isterim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.