“Dokuzdolambaç” da Hece Yayınları’ndan çıkan ilk öykü kitabı. Eserin ismi aynı isimli bir öyküden seçilmiş.
Mayıs 2018’de basılan 128 sayfalık kitapta kimi kısa kimi uzun 21 öykü var.
Öykülerin hepsi gerçekten bir solukta okunacak türden. Kitabı tanıtmak amacıyla sadece iki öykünün konusundan söz edeceğim.
Olayların kahramanı Ali İhsan.
Ali İhsan alışveriş yapmaya gidiyor ve fiyatların pahalılığından dolayı şikayetçi oluyor. Her alışverişe gittiğinde, pazarlamacıların algıyı yönettiğini düşünüyor. Güya satıcıların amaçları vatandaşa yardımcı olmak ama bu yöntemle vatandaşları kandırıyorlar.
“Kahve… alt dükkanın sahibi her akşam aynı zaman diliminde kahvesini yapıyor ve yaptığı kahvenin kokusu evimin balkonuna kadar geliyor. Bende her akşam aynı zaman diliminde kahve içiyorum. Lakin son aldığım kahve kötü çıktı. Ali İhsan malların kötülüğünden şikayet ediyor ve bu malların kötülüğünü insanların kendisine benzetiyor. Ali İhsan’nın çocuklara olan bir sözü vardı, ne olursa olsun onlara yardım edecek, destek çıkacaktı. Şu sıralar biraz paraya sıkışıktı ama bu sözünü gerçekleştirmek için elinden geleni yapmaya gayret gösterecekti. Çocukluk zamanlarında köylerindeki ağaçların yemyeşil, sağlıklı meyveler verdiğini sebzelerin doğal ve organik olduğunu söylüyor. Eskiden hayvanların sağlıklı ve türlerinin tükenmemiş olduğunu, kürklerinden kıyafetler yapılmadığını, hayvanların öldürülmediğini bahsediyor.”
Dokuzdolambaç
Ali İhsan’ın yaptığı otobüs yolculuğundan çeşitli anların anlatıldığı bölüm, yolculuğu farklı boyutlarıyla anlatıyor. Bu bölümden de kısa bir bilgi paylaşayım istedim.
“ Yolun bu kadar uzun olacağını kimse söylememişti. Verdikleri mola bittiğinde insanlar sigaralarından son bir nefes alıp otobüse binmişlerdi. Kapılar kapandığında içerisi sigara dumanı dolmuştu. Hafif yağmur yağmaya, rüzgar esmeye başlamıştı. Ali İhsan arka tarafa baktığında genç bir kadın görmüştü daha sonra yerine geçip oturmaya karar verdi belli ki yol uzundu. Bir süre sonra arka tarafta bir bağrış kopmuştu. Ali İhsan o tarafa gittiğinde insanlar telaşla yaşlı bir teyzeyi uyandırmaya çabalıyorlardı. Ali İhsan eğilip yaşlı teyzenin nefesini kontrol etti, nefes almıyordu. Hemen otobüs durdurulup, ambulans ve yedek bir otobüs çağırıldı. Ambulans ve otobüs gelmişti. Şoför ambulansa binip jandarmanın gelmesini beklemeye başladı…”
Kitapla ilgili bir de tanıtım metni var. Bu metinde de şu ifadeler yer alıyor:
“ Çamların naneli nefeslerini, tepenin Tepegöz duruşunu, insanların cavlaklığını, güvercinlerin telek telekliğini, şehrin asıltı sisini, çayhanelerin mahmur buğusunu bırakıp eşiğe yöneldim. Arkamda kocaman bir neşe yumağı bırakıyordum. Her zaman içinde olmak istediğim yumağı. Büyük kesme taşları, mermer çeşmeleri, kötü boyalı demir çitleri, bambudan örme sandalyeleri, temperli cam kestirilmiş masaları, genzi yakan sabah havasını, zamanı şaşırmamı engelleyen cep telefonu zillerini sarıp sarmalamış, işveli bakışlar, inatçı göz dikmelerle titretilmiş, bugünü son damlasına kadar emen bir yumak...”
“ Arkamı döndüm. Bir kez daha o yumağı çözemeden, yumakla bir olamadan. Eşikten geçmeyi istiyordum, içeriye bakmayı. İçeride ne var ? ”
Konu, karakter, zaman ve mekan seçimlerinin ustaca yapıldığı “Dokuzdolambaç”ı öykü sevenlere tavsiye ediyorum.
“ Çaylak, Ahsen Sabah, Meclis Dışında, Jiro, Sihirbazın Kızı, Benoit’yi Bulmak, Eşik, Diyorum, El Ele, Şıkır Şıkır, Felix Domesticus, Üçken, Pıt, Bahçeyi Ne Yapacaklar?, Orka, Elveda Memleketim, Mitik, Belki “ kitapta bulunan diğer öykülerin başlıkları.
Dokuzdolambaç / Yazar: Nagihan Şahin/ HECE Yayınları / İlk Baskı Yılı : 2018 / Sayfa Sayısı : 128
İpek Eraslan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.