Dergicilik en zor dönemlerini yaşıyor. Artan kâğıt ve kargo maliyetlerine dayanamayan dergiler birer birer kapanıyor.
Maalesef dergilerin derdini yukarılara taşıyacak merkezler yok.
Yıllar önce iyi niyetle oluşturduğumuz platformları da birileri şahsi emelleri için kullanmaya başlayınca oralardan da bir sonuç çıkmadı.
Dergiler sahipsiz. Herhangi bir sermaye grubuna veya bir cemaate sırtını yaslamayan dergilerin ayakta kalma şansı şu an için mümkün görünmüyor.
Devletimizin de süreli yayınların ayakta kalması noktasında yakın vadede bir stratejisi yok. Oysa ki Kültür Bakanlığımızın herhangi bir festivalde herhangi bir sanatçıya harcadığı kalem bütün dergilerimize can suyu olur.
Ülkemizde ne yazık ki kalıcı olana dair bir yatırım düşüncesi yok. Daha çok görünür olmak için sarf ediliyor.
Şov dünyasının aktörleri altın çağını yaşıyor. Vur patlasın çal oynasın anlayışı hız kesmeden devam ediyor.
Dilimizi katleden örfümüze öfke duyan dinimize dahleden kişilere verilen değer maalesef dergilerimize verilmiyor.
Dergilerin hem fikir dünyamızın yeşermesinde hem de geleceği inşa edecek sanatçıların yetişmesinde bereketli bir ocak olduklarını ve mutlaka yaşatılması gerektiklerini ilgililer ne acıdır ki kavrayamıyor.
Dergilerin çıkıyor olması kültürel ortamın canlılığının işaretidir. Kapanmaları ise ebedî ocaklarının sönmesi, kaybolması kültürel kuraklığın başlaması demektir.
Farklı heyecanlarla çıkan her dergi edebi dünyamıza yeni bir nefes sunuyor. Bu samimi çabaların önünü açmak gerekiyor.
Dergiler edebiyat dünyasını canlı tutar kültür hayatının devamını sağlar.
Devamı: https://www.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3344694-dergilerin-bitmeyen-dertleri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.