• İstanbul 4 °C
  • Ankara -1 °C
  • İzmir 6 °C
  • Konya 1 °C
  • Sakarya 5 °C
  • Şanlıurfa 6 °C
  • Trabzon 4 °C
  • Gaziantep 4 °C
  • Bolu 0 °C
  • Bursa 4 °C

D. Mehmet Doğan Ömrünü Türkçe'ye Adadı

D. Mehmet Doğan Ömrünü Türkçe'ye Adadı
TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan ile D. Mehmet Doğan Hakkında Röportaj / Halit Yıldırım

-Değerli Hocam, akademik görevlerinizin yanında bir STK olan Türkiye Yazarlar Birliği’nin de başkanlığını yürütüyorsunuz. Bu görevi yüklendiğiniz günden bugüne değin TYB Kurucu Genel Başkanımız merhum D. Mehmet Doğan vardı. Dolayısıyla onunla teşriki mesainiz oldu. Onu sanırım en iyi tanıyanlardan birisiniz. Hocam D. Mehmet Doğan ile yolunuz nasıl kesişti? Onunla nasıl tanıştınız?

-Öncelikle, TYB kurucu ve şeref Başkanımız, yazar, şair, mütefekkir merhum D. Mehmet Doğan ile ilgili bu söyleşiden dolayı size ve dergi yayın kuruluna teşekkür ediyorum. Mehmet ağabey ile yolumuz Ankara’da kesişti. Hayatta hep şuna inanırım; Aynı yönde seyahat eden kişilerin yolu bir noktada kesişir. Karşılaştıklarında da sanki yıllardır birbirlerini tanıyormuşçasına çabuk, samimi, kalıcı dostluk ve diyaloglar kurarlar. Sonra da o yola birlikte devam ederler ve yine kendileri gibi kişilerle buluşarak halkayı genişletirler. Benim Mehmet ağabeyle tanışmamın hikâyesi Hatay’dan Ankara’ya Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini okumak için geldiğim zaman başladı. Kitaplarını okumuştum, gazetelerdeki köşe yazılarını takip ediyordum. Ama asıl tanışmamız, Türkiye Yazarlar Birliği’nde oldu. O tarihlerde Birliğin Genel Merkezi Kızılay’da Milli Müdafaa Caddesindeydi. Şairlerin, yazarların, düşünürlerin ve akademisyenlerin buluşma noktası olan bu yerde hemen hemen her cumartesi günü mutlaka bir edebiyat etkinliği vardı. Yolu Birliğe düşenler fikir, fiil ve tavırlarıyla genç nesilleri şekillenmesinde başat rol oynayan Mehmet ağabeyle tanışır ve sohbetine dâhil olurlardı.

Üniversite eğitimimden sonra Ankara dışında bir süre öğretmenlik yaptım. Daha sonra da Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Din Felsefesi Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak akademik hayata intisap ettim. 1996 yılından sonra yine Ankara’ya döndüm. TYB ile ilişkilerim devam etti. Bu arada, 2014 yılında; TYB’nin önemli ve sürekli faaliyetlerinden biri olan “Yazar Okulu – Yazarlığa Hazırlama Seminerleri’nde "Felsefe ile Düşünmek" derslerini verdim.

Türkiye Yazarlar Birliği’nin 18 Ocak 2014 tarihinde yapılan 18. Olağan Genel Kurulu’nda, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç’ın Genel Başkanlığında oluşan yeni yönetimde ben de yönetim kurulu üyesi olarak görev almıştım. 21 Mart 2016 tarihinde gerçekleşen 19. Genel Kurulda delege arkadaşların büyük teveccühü ile listemiz onay aldı. Yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında arkadaşların tamamının teveccühleri ile TYB Genel Başkanı oldum. Aradan geçen bu 34 yılda ama özellikle genel başkanı olduktan sonra Mehmet ağabeyle mesai arkadaşı olduk. O’nu daha yakından tanıma şansım oldu. Bu arada, önemli faaliyetlerin planlanmasından gerçekleşmesine kadar, yurt içinde ve yurt dışında yüzden fazla etkinlikte birlikte olduk. Dolayısıyla; Bilgisinden, deneyiminden ve tecrübesinden faydalandım.

mk-hy.jpg

Hocam sizin TYB Genel Başkanı olduğunuz dönemde D. Mehmet Doğan Bey TYB Vakfına gelerek çalışmalarına devam ederdi. Onun bu çalışma rutini hakkında tespitleriniz nelerdir?

-D. Mehmet Doğan ağabeyin etkilendiğim yönlerinden biri de çalışma azmidir. Sabah namazından sonra yazı çalışmalarını sürdürdüğü OSTİM’de kitaplarının ve arşivinin bulunduğu evine gelirdi. Bilgisayarını açar, günlük gazete ve internet haberlerini okur, Türkiye’nin ve dünyanın gündemine takip ederdi. Varsa dünden kalan yarım yazısını tamamlar, gündeme ilişkin tuttuğu notları gözden geçirir, yeni makale ve kitaplar için hazırlıklarını sürdürürdü.

Ankara’da olduğu sürece, her gün ama her gün saat: 14.00 gibi Türkiye Yazarlar Birliği’ne gelir. Yurt içinden yurt dışından gelen okurlarını, dostlarını, arkadaşlarını odasında ağırlar ama her zaman bilgisayarı açık olurdu. Zaman buldukça yazmaya devam ederdi. Çok sayıda yolculuklarımız oldu. Trende, otobüste mutlaka kitap okurdu, çoğu zaman da bilgisayarı yine açıktır ve o yine yazıyor olurdu. Zaman ve mekân fark etmeksizin, disiplinli ve uzun süreli çalışmak onun en büyük özelliğiydi.

O’nu yakından tanıyanlar bilir; Her yıl dinlenme amaçlı İzmir Çeşme’ye giderdi. Bir ay sonra, tatilden dönerken yanında basılmak üzere tamamlanmış bir kitapla dönerdi.

Bu çalışma azmi TYB’nin faaliyetlerine de yansırdı. Mutat olarak her çarşamba günü yönetim kurulu toplantısı yaparız. Mehmet ağabey bu toplantılara katılır, gündemimizdeki konular hakkında düşüncelerini söyler, notlar alır, özellikle gerek vefat etmiş gerekse yaşayan yazarlarımızın anılması, devam eden önemli kültür, edebiyat faaliyetlerine yenilerinin eklenmesi konusunda önerilerde bulunurdu. Bunlarla da kalmaz, hangi şehir de ne faaliyetimiz varsa ona da katılır, açılış derslerini verir, sempozyumlarda bildiriler sunardı. Tüm bunlar büyük fedakârlık, adanmışlık ve özveri gerektirir.

D. Mehmet Doğan hem düşünce dünyamıza yön verecek evsafta bir mütefekkir ve hem de kültürel anlamda kayıplarımızın sebep ve sonuçlarını araştıran bir tarihçiydi. Bu konuda önemli eserler verdi. Onun bu iki yönü hakkında neler söylemek istersiniz?

-77 yıllık ömründe çok sayıda kitap, sözlük ve belgesele imza atan, ülkemizin dört bir yanında sayısız konferanslar veren D. Mehmet Doğan, medeniyetlerin kültür, sanat, dil ve edebiyat üzerinden yükseleceğine inanıyordu.  Bu inancın gereği olarak günümüzde dil, kültür ve edebiyat alanında en çok eser veren kalem D. Mehmed Doğan’dır.

Bu yayınlardan bazıları da şunlardır: Batılılaşma İhaneti,  1932 Dinî İnkılâp Yılı,  Bir Lügat Bulamadım, Bir Savaş Sonrası İdeolojisi: Kemalizm,  Camideki Şair Mehmed Akif, Darbeler Müdahaleler ve Siyasi Sistem,  Devlet Sözlük Yazar Mı?, Dil Kültür Yabancılaşma,  Doğan Büyük Türkçe Sözlük (2 Cilt), İslam Şairi İstiklal Şairi Mehmed Akif, İstiklâl Marşı: Bin Yılın Destanı (Ciltli), Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu, Mehmed Âkif: Çanakkale’den Sakarya’ya, Millî Mücadelenin Zaman Akışı, Ortadoğu’nun Türkçesi, Ömrüm Ankara (Ciltli), Safahat (Yayına Hazırlayan: D. Mehmet Doğan), Son Darbe Ergenekon, Tarih ve Toplum, Türk Kimliğinin Coğrafyaları (Ciltli), Türkçe Düşünmek Türkçeyi Düşünmek, Türkçenin Cenaze Töreni, Türkendülüsiye, Türkistan Türkiye Gergefinde İran.  

Doğan tüm bu eserlerinde; maziyi unutturtmak isteyenlerin yalan, yanlış inkılap tarihi “hikâyelerini”, “ideolojik” yönlendirmelerini sebep ve sonuçlarıyla tek tek belgelerle çürüterek, kültürel alanda son yüzyıllık süreçte yaşanılan yozlaşmaya dikkat çekmiş, doğruları, “gerçek tarihi” gün yüzüne çıkarmıştır. Bunları yaparken de iyi yetişmiş bir aydın olarak yazarlık hayatında hiç baskıya boyun eğmedi, her zaman ve her şartta dik durdu, bildiğini yazdı, inandığını konuştu.

Hocam herkesçe malum olduğu gibi D. Mehmet Doğan üstadımız Türk diline belki en fazla hizmet etmiş hatta bu meseleyi kendisine dava edinmiş müstesna bir insandı. Hazırladığı sözlük yanında dilimize yapılan suikastları da anlatan kitapları vardı. Bu hususta neler söylemek istersiniz?

-Mehmet ağabey bir yazısında Dil insanın kendisidir, insan diliyle vardır. Dil dünyadaki yerimizi tayin eder. Dil bizi sadece konuşturmaz; yazmak da bir konuşma/anlatma biçimidir.

Düşünmek dille mümkündür, hâfıza dille mümkündür. Şahsiyet dille mümkündür; hafızası olmayanın şahsiyeti olmaz. Dilini kaybeden kendini kaybeder, kişilik meselesi ile karşı karşıya kalır. Hafıza kaybı, söz kaybı, kelime kaybı ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açar.” diyor.

Bir millet için dilin bu kadar önemli ve hayati bir mesele olduğunu çok iyi bilen Doğan ağabeyimiz, ömrünü Türkçeye adadı desek yanlış olmaz. Bu konuda sayısız makaleler yazdı, konferanslar verdi, kitaplar neşretti ki onlardan bazıları şunlardır: “Bir Lügat Bulamadım, Yüzyılın Soykırımı, Devlet Sözlük Yazar Mı, Kelimelerin Seyir Defteri, Söz Okyanusunda Yolculuk, Türkçenin Cenaze Töreni.”

Tüm bunların yanı sıra, Doğan ağabeyin sadakay-ı cariyesi olarak gördüğüm; Neredeyse elli beş yıllık sürekli bir emeğin mahsulü Büyük Türkçe Sözlüğü, ilk defa 1981’de basılmıştı. Geçen yıllar içinde 7 defa genişletildi ve geliştirildi, 26 baskıya ulaştı. Bugün her kütüphanede bulunması elzem olan söz varlığı yüz otuz bine yaklaşan bir “kamûs” “Osmanlıca Yazılışlı Doğan Büyük Türkçe Sözlük” Mehmet ağabeyin Türk Milletine armağanıdır.

Düşünüyorum; yorucu ve sabır isteyen bunca kelimeyi nasıl bulup açıklamış acaba? Millî edebiyat ve “Türk Dili” davasının sebatkâr öncülerinden olan Doğan, köklü ve güçlü dilimizi koruyup geliştirmemiz gerektiğini söylemekle kalmayıp bunun mücadelesini vermiştir.

D. Mehmet Doğan denince akla Nureddin Topçu başta olmak üzere Mehmed Akif ve Necip Fazıl isimleri gelmektedir. Merhum üstadımız sanki bu üç ismin sesini bizim nesile taşımakla vazifeli bir memur gibiydi. Bu konuda da kitaplar yazdı. Onun Topçu, Akif ve Necip Fazıl ile ilgili hassasiyeti hakkında neler söyleyebilirsiniz? 

- Milletimize fikirleriyle hizmet etmiş, bir neslin önünde bir rehber, bir yol gösterici rolü üstlenmiş olan Nureddin Topçu, Mehmed Akif Ersoy ve Necip Fazıl;  Milletinin değer yargılarına bağlı D. Mehmet Doğan’ın hayatında önemli bir yer tutar. Onları “yol açıcı” olarak görüp değerlendirir. Tarihten sosyolojiye, ahlaktan edebiyata kadar verdiği eserleriyle yakın dönem Türk düşünce dünyasını etkileyen, ahlâk, toplum ve felsefe üzerine önemli eserleri bulunan Topçu Doğan’ı da çekim alanı içine alır.

20. yüzyılımızın büyük düşünürü, düşüncesini hiçbir şekilde zamana, zemine, siyasete uydurmaya çalışmayan, Allah’tan başka, hiç kimseden çekinmeyen Topçu, üzerine düşündüğü konularla ilgili sıradan sözler etmiyor. Ülkemiz, milletimiz, devletimiz ve insanlıkla ilgili sorumluluklarımız olduğunu altını çizerek ifade ediyor. Sorunları söylemekle kalmıyor, çözüm önerileri de sunuyor. Bu söyledikleri o dönemde aynı konularda düşünen ve yazanlardan oldukça farklı.

İşte, bu fark Doğan’ı etkiledi. Topçu ile tanıştı, o’nun rahle-i tedrisinden geçti. Hareket dergisinde şiirleri ve makaleleri yayımlandı. Bunlarla da kalmadı Topçu’nun fikirlerinin, düşünce dünyasının bilinmesi amacıyla kitap yazdı. Topçu’da Doğan’a büyük yakınlık gösterdi. Topçu, diğer Mehmet Doğan isimlerinden ayırt etmek için isminin başına “D” harfini armağan etti.

Diğer yandan, doğrusu, bugün ülkemizde Akif bu kadar tanınıyorsa elbette bunda Doğan’ın büyük emeği ve katkısı var. TYB’nin kuruduğu 1978 yılından bu yana, Akif’in eserleri, düşünce dünyası, mücadelesi, İstiklal marşımızı yazma süreci başta olmak üzere Akif’in anılması, hatırlanması amacıyla büyük bir çaba gösteren Doğan ağabeyimizin adı adeta Akif’le anılır oldu. Günümüz Türk düşünce hayatında haklı ve önemli bir yer tutan Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Mehmet Âkif Ersoy Araştırmaları Merkezi Başkanı olarak Akif’in düşüncelerini benimsemekle kalmadı, o’nun gibi bir hayat ta sürdü. Biz Akif’in zamanında yaşamadık, eserlerini okuduk ama kendini yakından tanımadık. Ancak, D. Mehmet Doğan’ı tanıdık tanıdıkça o’nun da Akif gibi yaşadığını, Akif gibi hissettiğini, yazdığını ve düşündüğünü gördük, buna yakından şahit olduk.

Biliyorsunuz, 2016 yılında D. Mehmet Doğan’ın bir kitabı yayınlandı; “İki Yol Açıcı: Nureddin Topçu ve Necip Fazıl.” Doğan bu eserinde her iki düşünürün müşterek noktalarını, mücadele anlayışlarını, fikirlerini, tavır ve mizaçlarını hatta benzemeyen, aykırı düşen yönlerini karşılaştırmalı olarak yazdı.

D. Mehmet Doğan üstadımız sesini, davasını Balkanlardan Türkistan’a kadar geniş bir coğrafyada duyurmak için çok çalıştı. Buraları gezdi. Oradaki şair yazar ve mütefekkirler ile bizim şair ve yazarlarımızı buluşturdu. Bu gezilerin büyük bir kısmında ona refakat ettiniz. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

- D. Mehmet Doğan’ın Türk dünyasına dair de önemli hayalleri vardı. Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni Daimî Heyet Başkanı olan Doğan bu hayallerini gerçekleştirmek için de büyük çaba gösterdi.

Türk dünyası ile ilişkilerin yeniden kurulması sürecinde, Türk dünyasının yazar kuruluş başkanları arasında zirve toplantıları düzenlenmesine vesile olan Doğan, ayrıca farklı coğrafyalarda yaşayan; farklı lehçelerde, şivelerde eserler veren şairleri bir araya getirmek amacıyla başlattığı Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni” hâlâ devam ediyor. Geçmiş asırların anıtlaşmış şairlerini hatırlayarak, yedi iklim dört bucaktan zamanımızın yaşayan dil ve şiir ustalarını bir araya getiren şölen Türk dünyasında yeniden bir dirilişin zeminini hazırlamak için yapılıyor. Şimdiye kadar 1000’in üzerinde şair yüzyılların özlemi ile birbirleriyle duygu ve gönül köprüleri kurmak, dostluk bağlarını güçlendirmek için bir araya geldiler.

TYB’nin geleneksel hale getirdiği çok sayıdaki faaliyetlerinden sadece biri olan; 1992 de Bursa’da başlayan ve 2 yılda bir farklı ülkede gerçekleştirilen şiir şölenin on altıncını Özbekistan’da yapmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.

Hocam, birçok yazarımızın ve onu seven okurlarının merak ettiği bir husus var. Üstadımız D. Mehmet Doğan’ın bittiği hâlde basılmayı bekleyen veya üzerinde çalıştığı hâlde tamamlayamadığı kitap dosyaları var mı? TYB Genel Başkanı olarak varsa bu dosyaları okurlarla buluşturmak adına bir çalışmanız var mı? Bir de üstadın eserlerinin bir külliyat olarak basımı olacak mı?

-Mehmet ağabeyin oğlu Melih Doğan ile zaman zaman konuşuyoruz. Arşivinden şiirlerini yazdığı bir defter çıktı. Kitap amaçlı tuttuğu notlar ve ortaya çıkardığı belgeler var. Onları imkânlar dâhilinde toparlamaya çalışacağız.

Sayın hocam, TYB Genel Başkanı olarak D. Mehmet Doğan ile ilgili görüşlerinizi, düşüncelerinizi çeşitli platformlarda paylaştınız. Peki, bu milletin bir ferdi ve bir akademisyen olarak onun hakkındaki duygularınız nelerdir?

- Geçmişte ve günümüzde; Kadim medeniyetimizin kültürel mirasını, sanatımızı, dilimizi, edebiyatımızı, gelenek ve göreneklerimizi, folklorumuzu korumak, daha da ileriye taşımak için büyük gayretler göstermiş önemli edebiyatçılarımız, düşünce insanlarımız var. Nesillerin hayata bakışlarının teşekkülünde bu değerlerin ve eserlerinin elbette büyük payları vardır. Kendilerine müteşekkir olduğumuz değerli büyüklerimizden vefat edenlere Allah’tan rahmet hayatta olanlara sağlıklı ömürler diliyoruz.

Onlardan biri olan D. Mehmet Doğan; Fikir ve sanat dünyamızın kendi köklerimiz üzerinde yükselmesine hizmet eden kültür, sanat, edebiyat ve düşünce alanlarındaki sorunlara kafa yormuş, çözüm önerileri sunmuş,  eserler yazmış, yazdığı, söylediği gerçeklerle, yaşadığı dosdoğru hayatıyla, dini ve milli konulardaki hassasiyetiyle, çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle, kültüre, sanata, edebiyata adadığı ömrüyle, makama, mevkie tamah etmeyen örnek bir kişilik. Mehmet ağabeyi yakından tanımak, onunla yol arkadaşlığı yapmak benim için büyük bahtiyarlıktır.

Hocam üstad D. Mehmet Doğan ile çalıştığınız dönemlerde unutamadığınız birkaç hatıranızı bizimle paylaşır mısınız?

Haftada iki üç kez yüz yüze görüştüğüm, yurt içinde ve yurt dışında sayısız uzun yolculuklar yaptığım, ülkemizin meselelerine dair özel sohbetlerini dinlediğim Mehmet ağabeyle çok sayıda anım var. Doğrusu, hüzünlenince yüzünün aldığı ifadeyi de güldüğünde ise o mimikleri unutamıyorum. 27 Aralık’ta yattığı hastane de yedi ay kaldı. Bu süre içinde her gün ziyaret ettim. Birliği, gerçekleştireceğimiz faaliyetleri soruyordu. Artık son günlerinde konuşma güçlüğü çekiyordu. Bir ziyaretimde, bana söylediğini anlamak için iyice yaklaştım. Kısık bir sesle; “Asım 100 yaşında Bilgi Şöleni” ni yapacak mısınız? diye sordu. “Evet ağabey, hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.” dediğimde yüzündeki memnuniyet ifadesini unutamıyorum. Çok şükür, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün destekleri, Türkiye Yazarlar Birliği, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ve Genç Memur-Sen’in iş birliği ile “Âsım 100 Yaşında Bilgi Şöleni”ni düzenledik. Faaliyet için 81 ilden Ankara’ya gelen üniversite öğrencileri ile Tacettin Dergahına giderek hep birlikte Mehmet abinin kabrini ziyaret edip dua okuduk.

Hocam üstadımız vefat ettiğinde onun hakkında şok güzel şeyler yazıldı çizildi. Ancak biz de maalesef değerlerimiz yaşarken değil de öldükten sonra kıymete geçiyor. Sizce D. Mehmet Doğan yaşarken hak ettiği değeri gördü mü? Ne gibi zorluklarla karşılaştı? Mesela akademi onu tam olarak anladı mı ve onun hakkında yeterince yüksek lisans ve doktora tezleri yaptırıldı mı?

-Günümüzde; Güzel sanatlar, mimarlık, edebiyat, siyaset, akademik ya da müzik dalında olsun üstün başarılar gösteren ancak yaşarken kadri kıymeti bilinmeyen, takdir görmeyen çok kişi var maalesef. Topluma önderlik eden bu kıymetli insanlar yaşarken sevildiğini, önemsendiğini, taltif görüp onurlandırılmayı görmek, bilmek istemez mi? İster elbette. Vefat edenlere vefa önemli ama kültürümüzün de bir gereği olarak asıl vefa yaşarken verilen değerdir.

Doğrusu; Mehmet ağabey hayattayken eserleri yeteri kadar ilgi gören, değeri bilinen, yaptıklarıyla takdir edilen bir isim oldu. Adına kütüphaneler kurulan, okullara adı verilen Doğan, Mütevazı bir hayat sürdüğü için takdir edilmeye dair bir aşırılığa gönlü razı olmazdı.  İnanç ve hayata bakışı itibariyle bir fanus içinde yaşamayan üstadımız TYB’de olduğu zamanlarda gerek yurt içinden gerekse yurt dışından çok sayıda misafirleri ve okuyucuları eksik olmazdı. Ankara dışı faaliyetlerimiz için gittiğimiz şehirlerin ileri gelenleri, yöneticileri mutlaka Mehmet ağabeye ilgi gösterir ve sohbetinden faydalanmanın imkânlarını oluştururlardı.

Türk düşünce, kültür ve edebiyat alanına yaptığı katkıları dolayısıyla D. Mehmet Doğan’a Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarafından “Fahri Doktora Belgesi” ile onurlandırıldı. Diğer yandan, yazdığı araştırma, inceleme eserleri ve sözlükçülüğü ile düşünce dünyamıza önemli katkılar sağlanış olan Doğan için, “D. Mehmet Doğan'ın Hayatı ve Eserleri" konulu tez çalışmaları yapıldı.

Vefa anlamda; “D. Mehmet Doğan’a Armağan” kitabı da önemli bir yayın. Yazarlar, şairler, akademisyenler, gazeteciler, çalışma arkadaşları ve dostlarının Doğan’la ilgili tanıklıklarını, eserleri hakkındaki değerlendirmelerini, duygu ve düşüncelerini ihtiva eden kitabı şair Osman Özbahçe yayına hazırlamıştı.

TYB Gençlik Birimi’nin 2017 tarihinde Ankara’da Doğan için hazırladığı “ 70. Yaş Yılında “D. Mehmet Doğan’a Saygı Gecesi” de gençlerimizin Doğan’a gösterdikleri ilgi, saygı ve vefaydı.

Doğan ile ilgili yazılmış kitaplardan biri de TYB İstanbul Şube Başkanımız Mahmut Bıyıklı'nın kaleme aldığı "Kültüre Adanmış Bir Ömür: D. Mehmet Doğan" kitabıdır. Aralık 2018 tarihinde yayımlanan eserde; Doğan’ın kültür alanında yaptığı çalışmalar yer alıyor.

Mehmet ağabey yaşarken vefa gördüğü gibi Hak’ka yürüyüşünden sonra da kendini sevenlerin büyük ilgisiyle ebedi âleme uğurlandı. Son yıllarda katilliğim en kalabalık cenaze merasimlerinden birini yaşattı Doğan bizlere.

Hocam Şehir Defteri dergisi olarak üstad için bir dosya hazırladık. Bunu bazı dergilerimiz de yaptı. TYB olarak D. Mehmet Doğan ile ilgili olarak geçmişte bir çalışma yayınlanmıştı. Ölümünden sonra TYB, Mehmet Doğan ile ilgili şu ana kadar hangi çalışmaları yaptı, ileride hangi çalışmaları yapacak? Bu konuda bizleri bilgilendirir misiniz? 

-Gönül ve fikir dünyamızın inşasında çok önemli bir rol üstlenen D. Mehmet Doğan ülkemizin önemli bir değeri. Kuruculuğunu ve genel başkanlığını yıllardır üstlendiği Türkiye Yazarlar Birliği başta olmak üzere, eserlerini, fikirlerini, düşünce dünyasını yarınlara taşımak üzerimize düşen önemli bir görevdir. Bunun bilincinde olarak, genç nesillerce daha iyi tanınması ve idrak edilmesini sağlamak amacıyla “D. Mehmet Doğan Araştırmaları Merkezi” kurma çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca, ülkemizin dört bir yanındaki şehirlerde kurulu şube ve temsilciliklerimizde yazar, fikir insanı değerli ağabeyimizi anmak, anlamak ve gelecek nesillere tanıtmak amaçlı panel, sempozyum ve anma programları devam ediyor. Hayatını ve eserlerinin anlatıldığı yayın çalışmalarımız ise devam ediyor.

Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Şehir Kültür Dergisi / Ocak 2025

Bu haber toplam 537 defa okunmuştur
Etiketler:
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim