Doğan’ın ailesi, dostları, arkadaşları, okurları ve vatandaşların katıldığı programda bir konuşma yapan TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Hepimizin başı sağ olsun. Göçünü toplayan, Mevla’sına kavuşan D. Mehmet Doğan abimiz hepimizin ortak paydasıydı. Hepimizi buluşturan, birleştiren bir insandı. Sadece Türkiye’nin değil, tüm kültür coğrafyamızın gönül coğrafyamızın da başı sağ olsun. Çünkü ufku, vizyonu çok genişti. Derdi, davası sadece Türkiye değildi. Kültür coğrafyamızı, gönül coğrafyamızı ilmek ilmek işlemeye çalışan bir muharrir, bir mütefekkir bir münevverdi.” dedi.
“Doğan’ın eserleri, fikirleri hepimizi besledi. Şiirde Yunus ne ise yazıda D. Mehmet Doğan da odur” diye konuşan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Yunus’u okuduğumuzda herkes onu kolaylıkla anlar ama çok derin anlamlar ihtiva eder şiirleri, Mehmet abinin yazıları da gerçekten çok kolay okunan, herkesin rahatlıkla anlayabileceği bir üslupta idi. Gerçek anlamıyla medeniyetimizin diliydi. Bir medeniyet tasavvuru ve fikri vardı. Kültür, fikir, sanat üzerinden meydan okumayı sürdürmüştür. Akif’teki fikir ve ahlak, Topçu’daki fikir ve ahlak, aksiyon, hareket gerçekten onda mücessem bir hale gelmişti. Her yaşta, her meslekte insanla çok rahatlıkla konuşabilen, dertleşebilen bir insandı. Ama ortak paydası kültürdü, fikirdi, sanattı, düşünceydi. Herhalde en çok zamanı Türkiye Yazarlar Birliğinde geçmiştir. Onun sevap hazinesi olacak burada yapılacak her faaliyet. TYB onun bir evladı, dikmiş olduğu bir çınarı olarak gürleşecek. Kültür coğrafyalarına, gönül coğrafyalarına uzanacak inşallah.”
Uzun yıllar süren dostluğumuz oldu
Dr. Mehmet Sılay
D. Mehmet Doğan’la güzel vakitler geçirdik. Birlikte Umre’ye gittik. Tam gittiğimiz zaman gördük ki Osmanlı’dan kalan revaklar sökülüyordu. Üzüldü; Beş yazı oradan gönderdi, çalıştığı gazete köşesine. Devamlı bir iki günde bir yazı hemen gönderiyordu. Bulunduğumuz yeri paylaşıyordu, Türkiye’deki kardeşlerimizle, okuyucularıyla. Ümit ediyorum ki, yapmış olduğu hizmetler Allah katında kabul olur. Resulullah’ın yanına gitmiştir, orada sevdiklerinin yanına gitmiştir. Mehmet Akif Ersoy’un Nurettin Topçu’nun, Selahaddin Eyyübi’nin yanına gitmiştir.”
O, kelimelerin efendisiydi
İbrahim Halil Çelik
“Sözün bittiği yerdeyiz. Allah mekânını Âli etsin. Birbirimizi en iyi anlayanlardan biriydik. Ben ona “Koca Reis” diyordum. O da “Aziz Başkan derdi bana.” Cumhuriyet Tarihi’ne Giriş’i birinci ciltte bırakmakla İbrahim Halil’in bir kanadını kırmıştır. Hep ısrar ediyordum ikinci cildini yaz diyordum. O kelimelerin efendisiydi. Benim gönlümün hakikaten Sultanıydı. İyi bir dostluğumuz vardı. TYB emin ellerdedir. Mehmet’in ruhu şad olsun. Kabri nurlarla dolsun. Biz hakikaten dost yetimi kaldık artık. O güzel eserlerini ikmal ederek aramızdan ayrıldı. Gönlüm son derece mutmain. Çünkü cennetin anahtarını alimler açar. Biz inanıyoruz ki onların bugün bize bıraktığı eserler yarınımızı çizecek, ufkumuzu genişletecek eserler olacak. Ve gittikçe de bunu Türkiye’nin dünyanın her yerine yayacağız.”
Müslümanca bir duruşu vardı
Mehmet Nezir Gül
İlahiyata geçtiğim dönemde onun meşhur , pek çok yazıda da zikredildiği üzere “Batılılaşma İhaneti”ni almıştım. Bu eser bize asırlık ihaneti net bir şekilde anlamamızı ve idrak etmemizi sağlamıştır. Bundan hareketle Mehmet Abinin bendeki karşılığı cesarettir. O dönemde Batılılaşma İhanetini yazmak hakikaten kolay bir şey değildi. D. Mehmet Doğan abimiz cesaretini ortaya koyarken her türlü şovmenlikten arınarak, alabildiğine tevazuya bürünmek suretiyle onurlu Müslümanca duruşunu, İslâm’ı, Müslümanlığı yok etme, kültürümüzü medeniyetimizi yok etme emeline yönelik her türlü yanlışlığı , dahili ve harici her türlü oyunları ve tezgahları bertaraf edici yazılar yazdı. Onun bıraktığı miras üzerinden devam etmeyi Rabbim bize nasip eylesin.
Mesafeli ve samimi tarafını hiç kaybetmedi
Prof. Dr. Münire Kevser Baş
“D. Mehmet Doğan abimiz TYB’ne “Mehmet Akif” ocağı kurdu. Burada çok yakışan isimlerden biri o. Burası hem onun ailesi, ailesinin ferdi. Mehmet Akif ocağı olarak da bu ocak tütmeye devam edecek. Çok onurlu bir kürsü. Her konuşması muazzamdı. Planlanmamış konuşmaları bile planlanmış, hazırlanmış gibiydi. Müthiş bir konuşma yapardı. Bu nasıl bir zihin terbiyesi diye tekrar tekrar hayran olurdum. Bir tarafıyla çok klasik bir tarafıyla çok modern ve günceldi. 3 nesil bir arada. Hem onun yol arkadaşları hem bizim gibi sonradan onu tanıyanlar hem de genç nesli görüyorum. İşte modernliği ve klasikliği şahsında bir araya getirebildiği için böyle bir ocak kurabildi. D. Mehmet Doğan ismi Ankara’da bir kültür cephesinin ismiydi. Ankara’da herkesin abisiydi. Hepimizin abisiydi. Realiteyi hep isabetli tahlil ederdi. Mevcut durum ve koşulları analiz eder yapılabilecek ne varsa proje ve planlar geliştirir. Mesafeli ve samimi tarafını kaybetmedi. Mizahi tarafı vardı. Kendine özgü kahkahası vardı. Ulu çınarlar hep ayakta olur, vefatına kadar da hep ayakta yaşadı. Son programlarının Akif ile ilgili olmasını manidar buluyorum. Tutarlılığı, ölçülülüğü, istikrarı, istikameti…Söylenecek çok şey var. Ruhu şad olsun, bu ocak sönmesin.”
TYB’nin bugünlere gelmesinde Doğan’ın büyük emeği var
Dr. Necmettin Turinay
D. Mehmet Doğan’la bizim uzun yıllara dayanan tanışıklığımız var. Türkiye Yazarlar Birliği kuruluşu için camiamızın muhtelif kesimlerinden dostlar arkadaşlar şairler bir grup insanla bir araya geldik. Çalışmalarımız ilerledi bu grubun arasından bir başkan seçilmesi gerekiyordu. Aramızda yayınlanmış kitabı olan iki kişi vardı biri Doğan birisi de Mehmet Cemal Çiftçigüzeli idi. Seçilecek kişi gönül insanı olmalıydı, herkesi kucaklamalıydı. İşte o açıdan düşününce içimizde gerçekten bu yönetimi temsile layık bir insan olarak Doğan’ı görmüştüm. O sırada Batılılaşma İhaneti’ni yayınlamıştı. Dolayısıyla,D. Mehmet Doğan’ın tüzel kişiliğin başkanlığına getirilmesi aklın ve mantığın icap ettirdiği bir şeydi. Dolayısıyla D. Mehmet Doğan Yazarlar Birliği’nin, yeni kurulan bu birliğin başkanlığını üstlendi. Görevde bulunduğu süreler içinde çok önemli faaliyetleri gerçekleştirmekle kalmadı, başkan olmadığı yıllarda da birliğin etkinliklerine omuz verdi.
Dava ve kültür insanı olarak mesuliyet sahibiydi
Ahmet Fatih Gökdağ
D. Mehmet Doğan abi ile 1970’li yıllara dayanan uzun bir geçmişimiz var. O tarihlerde hafta sonları İstanbul’a geldiğinde evimizde misafir oldu. Her zaman hareketli, heyecanlı bir insan olarak gördüm onu. Arkadaşları, dostları hayatıyla, eserleriyle ilgili bir çok şey söylediler. Bana göre de en önemli hususiyetlerinden biri haksızlığa tahammülsüz olduğuydu. Ayrıca, azimli çalışkan ekip çalışmasını severdi, dava ve kültür insanı olarak mesuliyet sahibiydi. Dil konusunda büyük bir hassasiyeti vardı; Bu konuda ben onu her zaman bir alim olarak gördüm. Yazdığı sözlükle bunu doğruladı.
Türkiye Yazarlar Birliği onun çocuğu gibiydi
Melih Doğan
Biz ailesi olarak babamın konuşmalarına çok alışığız ama kendimiz konuşmaya alışık değiliz. Konuşma yapan herkese çok teşekkür ederim. Zor bir dönem geçirdik. 8 ay süren hastalıkta. Başta Musa Kazım Arıcan hocam olmak üzere bize çok destek oldunuz, yardımlarınızı hep hissettik. Kendimizi hiç yalnız hissetmedik. Babam hastayken bile çalıştı, notlar aldı, planları vardı . En büyük planı yazarlar birliği ile ilgili yapacağı organizasyonlardı, yazacağı yazılardı. Babamın bu serüveni boyunca hep destek olmaya çalıştık. Böyle bir topluluk kurduğu için buna vesile olduğu için ondan Allah razı olsun. Türkiye Yazarlar Birliği onun çocuğu gibiydi. Geldiğiniz için çok teşekkür ederim , Allah razı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.