Olayın kahramanı olan Rosa, Peru'da doğup büyür. Haksızlıklarla mücadele etmek için bir örgüte girer ve hayatı alt üst olur. Peru’da başlayıp Türkiye’de biten ilginç olaylar ilk bölümde başlıyor.
Sifacı Elvira Ve Tanya
Tanya yorgun argın eve geldiğinde bütün gün yüreğini sıkıştıran acının sebebini çözememişti. Eve gelip kendini koltuğa attığında telefon çaldı. Acı bir haber geldiğini hissetmişti. Hastanede morgda yatan eşinin yüzündeki huzur ifadesini unutamıyordu. Artık dayanma gücü kalmadığından dağ evine kaçmıştı ve hayatı işte yeni başlıyordu…
Akşam oturmuş ay tutulması izlerken otlardan hışırtı ve ayak seslerinin gelmesi onu korkutmuştu. Ama yine de kafasını çevirip etrafına baktı, yanında bir kadın belirdi bu kadın Elviray’dı. Elvira yaşadığı sıkıntılarla başa çıkmak için bitkilerden ilaçlar yapıp insanların şifa kaynağı olan bir insan.
Tanyada Elvira gibi şifalı ilaçlar yapmaya başladı. Tanya hayata tekrar dönüyordu. Elvirayla uzun bir süre geçirmesinin ardından artık Tanya evine döneceğini söyledi. Eve geldiğinde her evin içinde yaşayanları eve bağlayan ya da oradan kaçıran kendine has bir kokusu vardır ama artık Tanyanın evi pembe beyaz bir şefkatti. Evdeki bibloların tozlarını alırken bütün anıları aklına geldi gözlerini kapattı, kaybolacağına inandığı bu hissin dağılmasını geçiktirmeyi denedi…
Angelika Ve Daniel
Çekik gözlü, incecik ve narin bir kadındı Angelika. 4 kızına hep doğru olduğuna inandığı şeyleri telkin ediyordu. Kocası ve kızları onun güçlü sezgilerine güvendikleri için söylediklerine karşı çıkmazlardı.
Baba Daniel ince yapılı uzun boylu ve sakin bir adamdı. Çocuklar evde babasının sesini duyduğunda güvende olduklarını düşünürlerdi.
Hayatlarında her şey normaldi babaları eve geldiğinde ilk olarak kızlarının ve sevgili eşinin ne yaptığı sorardı onlarla konuşurdu. Zamanla babasının işi sıkıntıya girmişti. Danial çocuklara belli etmek istemiyordu ama kızlarından Rosa bunu evdeki eşyalar azaldığından anlamıştı ama fark ettirmiyordu.
Artık babası utancından eve gelemediğinden uzaklaşıyordu evde sürekli tartışmalar ve kavgalar bitmiyordu. Çocuklar için palyaçoların geldiği bir eğlence yerine gitmişti orda Maria Antonia ile tanışmıştı sadece onu sevmişti o eğlence yerinde daha sonra Maria evine davet etti ve Rosa ile beraber gittiler.
Eve tekrar döndüğünde ise annesinin verdiği haberle morali düştü babası evi terk etmişti. Bunun üzerine iyice kötü olan durumlarla birlikte sıkıntılar yaşaya yaşaya zaman geçiyordu Rosa üniversite zamanına gelmişti. Hangi üniversite gideceği kararını ara sıra görmeye gelen babası vermişti.
Devlet üniversitelerinde sürekli öğrenci eylemleri vardı ve bu eylemleri yapan komünist grupların içinde kızının da yer almasını istemiyordu. Rosa elinden gelen her şeyi yaparak gece gündüz çalışarak özel bir üniversiteye burslu girme hakkı kazandı.
Edebiyat fakültesine başladığı ilk gün gözüne çarpan şey bakımlı makyajlı kızlardı ama bir köşede de geniş kazaklı spor pabuçları makyajsız biz grup daha vardı. Hiç tereddütsüz yanlarına gidip tanıştı onlarla. Konuşmaya başladıklarında ülkesinde kendisi gibi düşünen yüzlerce Rosa olduğunu keşfetmişti.
İşte bir solukta okuyacağınız Rosa’nın gerçek hikayesi burada başlıyor…
Dağlarda başlayan, zindanda işkencelerle devam eden, sıkıntılı bir süreçten sonra Peru’dan Türkiye’ye gelip Müslüman olan Rosa’nın hayat hikayesini okumanızı tavsiye ederim.
Kitap 2016 yılında Vadi Yayınlarından çıktı./ Sayfa Sayısı: 256
Eda Nur Önal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.