Evvel zaman içinde insanlar 'tanrı'yı o kadar çok merak etmişler ki ona ulaşabilmek, onu görebilmek için o meşhur, efsanevi Babil Kulesi'ni inşa etmişler.
Belki de tarihteki ilk gökdelen olan kulenin ilk üç katı taşa, ateşe ve bitkilere tahsis edilmiş.
Hiyerarşik düzen üzere inşa edilen kulenin dördüncü katı hayvanlara ayrılırken insanlar beşinci kata kadar çıkabilecekmiş. Altıncı kat, gökyüzünün, yedinci kat ise meleklerinmiş.
Rivayet bu ya inşaat yedinci kata geldiğinde tanrı insanlara başka başka diller vermiş. Bu yüzden kimse kimseyi anlayamaz olmuş ve oluşan kargaşa ortamında inşaat durmuş.
(Kaynaklara göre dünyanın yedi harikasından bir sayılan ve Babil'in Asma Bahçeleri içinde bulunan Babil Kulesi, Tanrı Marduk adına yapılmış. Tarihsel süreç içerisinde yıpranmış, yıkılmış ve yeniden yapılmış. Son olarak Büyük İskender onu eski haline getirmeye karar vermiş. Ancak İskender ölünce, kulenin onarımından vazgeçilmiş.)
İşte bu efsaneye atıfla yazılan ancak günümüzde geçen 'Babil Kuleleri' adlı bir oyun izledim.
Devamı: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/bedir-acar/bir-goz-aglarken-digeri-gulmez/haber-1531328
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.