Diğer taraftan İsrail’in kurulmasına onay veren 2. Dünya Savaşı sonrasının statükosu, İsrail’in varlığı ile adeta kendi varlığını özdeşleştirmiş durumda. İsrail’in uyguladığı soykırımı görmezden geldikleri gibi birçoğu savaşı finanse ediyorlar. Sıcak çatışmalar ve Gazze’de süren soykırımın yanı sıra İsrail aslında siyaset, ekonomi, ticaret, kültür, medya gibi birçok cephede topyekûn bir savaş veriyor. Alev Alatlı, Roosevelt’i anlatırken onun Hollywood’un temellerini atan adam ve ABD zalimliğinin prototipini oluşturan adam olarak tanımlar ve ondan alıntı yaparak, “Şiddet bir erkeklik ayinidir” diyerekten savaşı ululadığını söylerdi. Görülen o ki; Batı statükosu 300 yıl süren aydınlanma ruhuyla ortaya çıkan insan hakları kavramlarını, uluslararası sistemin savaş önleyici mekanizmalarını “İsrail’in spritüel tutkuları” için berheva etmiş durumda. Dünyanın en ileri sayılan ülkeleri BM çatısı altında neredeyse “şiddet bir erkeklik ayini” diyecek duruma geldiler. “Tarih tekerrür etmiyor ama kafiyeleniyor.” (Burada Mark Twain’den ilham alarak bu kitabına isim olarak koyan Prof. Dr. Taşansu Türker hocayı anmakta fayda var.)
SKANDALLARLA AMERİKAN POLİTİKACILARINA AYAR
İsrail sadece şiddeti kullanmıyor. Tüm dünya siyasetini etkileyecek ve yaptıklarına rıza üretecek medya ve sosyal medya operasyonlarını da gerçekleştiriyor.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/ayse-bohurler/israil-her-cephede-savasiyor-4651286
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.